Epilepsi nöbeti
Siz hiç epilepsi ya da daha bilindik adıyla sara nöbeti geçiren kimse gördünüz mü?
Epilepsi hastalarında beyindeki sinir hücrelerinde ortaya çıkan anormal elektriksel aktivite dalgalanmaları ve deşarj sonucu, ani ve kontrol edilemeyen kasılma, istemsiz hareketler ve bilinç kaybı yaşanır.
Olduğu yere yığılıp kalıverir insan. Hasta için en büyük tehlike düşerken başını bir yerlere vurmasıdır. Sonrasında da hiçbir refleksi kalmadığı için nefes almasını zorlaştıracak herhangi bir sorun yaşamaya başlarsa onu aşamamaktır. Kimileri epilepsi nöbeti geçirip çırpınanlara ayılması için hâlâ soğan koklatmak gibi yöntemlere başvurmaya çalışırsa da yapılacak olan beklemek ve hastanın nefes aldığından emin olmaktır. Yapılacak başka bir şey yoktur. Beyindeki elektriksel aktivite normale döner ve hasta da kendine gelir.
Yok yok, niyetim makro ekonomiden tıp yazılarına geçmek değil tabii ki.
Ama tüm Türkiye’ye bakıyorum, gözlüyorum; topluca çırpınıyoruz, sanki epilepsi nöbeti geçirircesine...
Bazı siyasetçilere bakıyorum, doğal olarak anlayamıyorum. Çünkü yaptıkları aslında siyaset bile değil. Çoğunluk birbirine bel altından vurmaya çalışıyor.
Meslektaşlarıma(!) bakıyorum, bir kısmı için “Bunlar gazeteci mi” diyorum.
Hukukçu geçinenlere bakıyorum, bazıları sanki hukuk fakültesine uğramamışlar bile.
İktisatçıyım diyenlerin bir kısmına bakıyorum, Türkiye’yi vatandaşın çoğunluğuna hiç hitap etmeyen üç beş ekonomik göstergeden ibaret sayan bir halleri var.
Özünde tüm Türkiye sanki epilepsi nöbeti geçiriyor!
Sarsılıyoruz, istemsizce; sarsılmayanlar sarsılanları kendine getirmeye çalışıyor; ama nafile.
Nöbet geçirenin kendine gelebilmesi için gereken tek şey zaman.
Bir taraf zamanla kendine gelir gibi oluyor, bu sefer de başka bir taraf nöbet geçirmeye başlıyor.
1986 dünya kupasında Meksika’da ortaya çıkan ve Meksika dalgası adıyla bilinen efsanevi tribün hareketi........
© Ekonomim
