menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekonomi mi, kimin umurunda!

152 1
07.07.2025

TÜİK haziran ayında fiyatların yalnızca yüzde 1,37 arttığını, yıllık enflasyonun da yüzde 35’e gerilediğini açıklayınca tüm Türkiye mutluluktan adeta ne yapacağını şaşırdı.

Bayramlık ayakkabısını başucuna koyarak uykuya dalan ve sabahı iple çeken çocuklar gibi başta bankalar olmak üzere tüm şirketler Merkez Bankası’nın 24 Temmuz’daki toplantısını iple çeker oldu.

Enflasyon 3 Temmuz Perşembe günü açıklandıktan sonra 4 Temmuz Cuma değerlendirme yapmakla geçirilmiş ve özellikle faizde nasıl bir yol izleneceğine ilişkin hazırlıklar büyük ölçüde tamamlanmıştı. Merkez Bankası 24 Temmuz’da faizi en az 3,5 puan aşağı çekip yüzde 42,5’e indireceğine, hatta belki daha da fazla bir indirim yapacağına göre, yani beklenti böyle olduğuna göre mevduat faizinden başlayarak yavaş yavaş indirime gitmekte yarar vardı.

Zaten Merkez Bankası faizde yüklü bir indirim yapılacağının sinyalini vermişti, TÜİK’in açıkladığı yüzde 1,37’lik oran da doğrusu bu sinyalin kaymağı olmuştu.

Varsın kimse beklemiyor olsundu yüzde 1,37’yi, hele hele varsın kimse inanmasındı bu orana, ne önemi vardı ki!

En kritik aylık orandı bu. Çünkü geçen yılın haziranındaki artış yüzde 1,64’tü ve görece çok düşüktü, bu oranın üstünde gelecek bir oran yıllığın yeniden artması demekti. Bu göze alınabilir miydi, tabii ki hayır! Gereken bir şekilde yapılmış ve yıllık oranın mayısa göre düşmesi, eğilimin bozulmaması sağlanmıştı.

Merkez Bankası’nın eli da rahatlamıştı, artık 24 Temmuz’daki indirim için hiçbir engel kalmamıştı. Hem tüm ekonomik çevreler bu indirimi destekliyordu, özellikle bankalar, hele hele elinde yüklü miktarda kamu kağıdı bulunanlar. Faiz düşecek, mevcut kağıtlar değer kazanacak ve daha çok kâr yazmak mümkün hale gelecekti.

İşte faiz konusunda ilk adımlar da 7 Temmuz’dan itibaren, yani bugünden........

© Ekonomim