Yunus Çinçin: Sevgili Recep Kayalı, söyleşi isteğimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Kendinizden, yazarlık geçmişinizden ve yazarlık serüveninizde önemli gördüğünüz dönüm noktalarından söz eder misiniz?

Recep Kayalı: Teklifiniz için ben teşekkür ederim. Ben Recep Kayalı, 1992 İstanbul doğumluyum. On sekiz yaşından beri edebiyat dergilerinde öykülerim, edebiyat yazılarım yayımlanıyor. Taşın Dediği, Kamburuma Üç Sebep ve Bilinen Tüm Zamanlar isimli öykü kitaplarım yayımlandı. Güze Yakışan Ölümler isimli roman çalışmamı tamamladım. Her insanın bir yetenekle dünyaya geldiğini ve onu keşfettikten sonra kendini inşa ettiğine inanıyorum. Ben bunu erken keşfetme şansına ulaştım. Sanırım babamın matbaa işçisi olması sebebiyle kitaplarla haşır neşirdim. Hayatımın farklı dönemlerinde Dip ve Palto isminde iki fanzin çıkartmıştım. Bu, ilk dönüm noktası diyebilirim. İkincisi, Edebiyat Ortamı ve Hece Öykü dergilerinde iki, iki buçuk sene aralıksız yazmam olabilir. Bana çok şey kattı. Taşın Dediği’nin yayımlanması en önemli aşamaydı. Artık kitapsız değildim. Kamburuma Üç Sebep ise benim bir öykücü olarak bilinmemi, daha çok okura ulaşmamı sağladı. Çeşitli ödüllerde anıldı ya da ödül kazandı. Bilinen Tüm Zamanlar ise bir öykücü olarak istediğim her şeyin ortaya çıktığı bir eserdi. Kamburuma Üç Sebep’e benzer güzel bir kaderi oldu.

Yunus Çinçin: Öykülerinizin konularını seçerken, öykülerinizi yazarken temel motivasyonlarınız neler? Recep Kayalı, öykülerini nasıl yazar? Yazmak sizin için ne ifade ediyor?

Recep Kayalı: Öykü konusu seçmek vs. gibi bir durum yok aslında. Yani en azından bende durum böyle ilerlemiyor. Siz öyküyü ararsınız, bulamazsınız. Aramalarınıza cevap vermeyen bir sevgili gibidir o. O sizi özlerse arar, gelir, bulur. Tek yapmanız gereken hep onu hayal etmek, düşlemek ve........

© Edebiyat Burada