Tülay Kale yazdı: Buket Uzuner’den Tabiat Dörtlemesinin Son Halkası: Ateş
ATEŞ KİTABI
Buket Uzuner’in yazdığı Tabiat Dörtlemesi’nin sonuncusu Ateş, Everest Yayınları etiketiyle okura sunuluyor. Su kitabındaki yunus, Toprak kitabındaki geyik, Hava kitabındaki kartala karşılık bu romanda hayvanlar âleminden atı görüyoruz.
İskandinav mitolojisindeki uçan at Pegasus, burada yerini Türk mitolojisindeki uçan at “Tulpar”a bırakmış sanki. Kırgızlara ait Manas Destanı’nda geçen bu at, yalnızca kalbi ve aklı kuvvetli er ya da hatun kişinin görebildiği, rüzgârdan bile hızlı uçan bir attır. Bu figür, Türk mitolojisi ve kültüründeki önemiyle birlikte tüm bölüm başlarında da yer alarak romanın akıcı temposuna eşlik ediyor.
Su, Toprak, Hava serisinin de başkahramanı gazeteci Defne Kaman, Ateş romanında Mezopotamya’nın en sihirli, en masalsı şehri Mardin’de kaybolur. Altay mitolojisinde evreni meydana getiren dördüncü unsur kabul edilen ateş aslında bilgiyi, doğru haberi, gücü temsil eder. Defne’nin bilge ninesi Umay Hanım romanda ateşi şöyle değerlendirir:
“Merak, hayatın ateşidir. Merak etmeyen insan sadece bir et yığınıdır.”
“Doğru bilgi, bütün güçler arasında daima en büyük güçtür; çünkü bilgi ateş gibi aydınlatır, görmeyi sağlar, aynı zamanda karanlığın verdiği korkuyu yok eder. Ateş, insanın kontrol edebildiği güneştir,” diye devam eder.
Su, Toprak, Hava el yazması kitaplarında kaybolan Defne’yi bulmak için aranan ipuçları artık Ateş kitabında aranmaktadır. Hava romanında Kutadgu Bilig’de aranan şifreler, tabiat dörtlemesinin sonuncusunda Defne’nin Mardin’de tanıdığı Süryani büyüğü Cebbo Bey’e bıraktığı Ateş kitabında olmalıdır. Defne’deki Hava, Su, Toprak, Ateş kitapları yüzlerce yıllık el yazmasıdır ve içlerinde bilgelik öğütleri bulunmaktadır. Türk dilinin ve kültürünün en özel kitaplarından biri olan Kutadgu Bilig de kuşkusuz bunlardan biridir. Dörtlemenin son kitabı Ateş’te Mardin’deki bir orman yangınında kaybolan gazeteci, çevreci, aktivist ve sanat terapisti Defne’yi bulabilmek için Kutadgu Bilig’deki şifrelere, dizelere de başvurulur. “Misk ve bilgi birbirine benzer. İnsan bunları saklayamaz,” dizeleri bunlardan biridir ve romana çok yakışmıştır.
Kırk beş bölümden oluşan romanın, “Ey Vefakâr, Utkulu ve Saygıdeğer Okur” diye başlayan sekizinci bölümünde anlatıcı biz okurlara........
© Edebiyat Burada
