Harun Eytemiş yazdı: Sarsıntı
Sarsıntı, 2019 yılında Melih Cevdet Anday Roman Ödülü’nü Neslihan Önderoğlu’nun Yeryüzü Yorgunları ile paylaşan bir eser. Barış İnce’nin ikinci romanı ve Can Yayınları’ndan çıkmış. 12 Eylül darbesi sonrasına dikkat çeken eser, İsimsiz Ada’da bir meyhanede yuvarlak bir masada eski arkadaşların bir araya gelerek, yüzlerini bir günümüze bir de Levent’in günlüğü aracılığıyla geçmişe dönüşünü anlatıyor.
Barış İnce kendisiyle yapılan bir röportajında “Romanı bir sarmal olarak kurguladım. Gözetlemenin en yoğun olacağı, gözetleyenin de gözetleneceği dairesel hapishane fikri (Panoptikon) romanın alt yapısını oluşturdu.” diyor. Gerçekten de bu dairesel fikir romanın birçok yerinde karşımıza çıkmakta. Öncelikle Ada’nın her yerinden bir şekilde görülen yuvarlak “fener” var. Zaman zaman karanlıkta ışığını hissediyorsunuz. Bir masada sorguya çekilen kahramanlarımızın tepesindeki sorgu ışığı veya hapishanelerde mahkûmlar kaçmasın diye ortalıkta dönen o parlak ışıklar gibi düşünülebilir. Belki de sizi tepeden izleyen, yaptıklarınızı gözleyen yaratıcıdır o. Sonra Kandiye Meyhanesi’nde kahramanlarımız Filiz, Yiğit, Rıza yuvarlak bir masa etrafında sohbetlerini gerçekleştirir, Levent’in günlüklerini okurlar ara ara. Meyhanenin tam ortasında “sarmal” bir merdiven vardır. Levent, Ada’ya gelmeden önce Yiğit’le Kadıköy’de buluştuklarında “yuvarlak” kapaklı tabaklarda kakaolu kek satan bir kahvecide oturacaklardır. Belki de romanın omurgalarından olan ve ilerleyen sayfalarda Levent’in rüyasında gördüğü zikir halkası yine bizi bu sarmalın içine çekecektir.
Eserde dikkat çeken bir başka imge de sarsıntı, zelzele, deprem… Bu deprem 80 Darbesi’dir. Bu darbeden sonra artık Ada........
© Edebiyat Burada
