menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Elçin Sevgi Suçin yazdı: Söz Sandığım Üzerine Birkaç Söz

8 0
11.09.2025

Merve Koçak Kurt’un İthaki Yayınları’ndan 2023’te çıkan Söz Sandığım öykü kitabı yirmi öyküden oluşuyor. Yazarın Ellerin Mavi Kelebek (2014), Oysa Rüyaydı (2017) ve Naz Kahvesi (2019) isimlerinde yayımlanmış üç öykü kitabı daha bulunuyor. Önceki öykü kitaplarının isimlerine de bakıldığında yazarın öykülerinin, incelikli durumlar ve duygular etrafında döndüğünü, döneceğini anlamak mümkün. Kitap isimlerinin içinde geçen eller, kelebek, mavi, naz, kahve, rüya, söz yahut kelime, onun öyküleri içinde sıkça karşılaşılan temel göstergeler/imgeler.

Söz Sandığım kitabından yer alan öyküler, olaydan çok duruma odaklanan metinlerdir. Öykülerde özellikle tercih edilen bir anlatıcı dili yok. Aynı öykü içerisinde ben dili, sen dili, tanrısal bakış açısı gibi birden fazla anlatım dili kullanılıyor. Yazarın bu tercihi hem kahramanların hem de izleğin takibinde okuru dikkatli olmaya zorluyor. Hemen her öyküde bazen bir soru bazen bir hatırlayış bazen de öyküdeki diğer karakterler üzerinden bilinç akışına geçilmesi, öykülerde anımsayışlar ya da geleceğe dair tasavvurlar, hayaller ile zamanda ileri geri sıçramalar yapılması düş ile gerçeklik arasında kesintisiz bir salınma yaratıyor. Bu ise gerçek ile düşün sınırlarını bulanıklaştırarak tıpkı öykü kahramanları gibi okurun da iki dünya arasında gidip gelmesine neden oluyor. “Asude, Bir Ayrılık” ve “Tuz Çorağı” öykülerinde de olduğu gibi yazar bazen bir erkeğin dilinden, dünyasından, duygusundan bakmayı deniyor hayata.

Bunun yanında öykülerin büyük bir kısmında rüya imgesinin yer alması da dikkat çekiyor. Görülen, yarım kalan ya da görülmesi arzulanan rüyalar eşlik ediyor öykülere sık sık, hatta birçoğunda rüya kurucu olay, durum olarak işlev görüyor. Uyku ile uyanıklık arasındaki muğlak, bulanık, belli belirsiz anlar çoğalıyor. Bu ise hem anlatıcıyı hem de okuru olan bitenlerin gerçekliğinden kuşkuya düşürüyor. Süregelen anlatımı kesintiye uğratan kelime paragrafları ile yarattığı anlamsal kopuşlar ve parçalanmalar ile bir yandan bu kuşkuyu beslerken bir yandan da okuru rüyalara sürüklüyor. Oluşan bu muğlak alan aynı zamanda yazara anlatma anlamında rahat bir hareket imkânı sağlıyor.

Merve Koçak Kurt öykülerini genellikle kahramanın ya da kahramanların içsel çatışmaları üzerine kuruyor. Öyküler genellikle bireyin günlük yaşam içerisinde iş, ev, komşu, arkadaş, sevgili, ayrılık, gurbet, ikili ilişkiler gibi karşılaşmalarda yaşadığı sevinç hüzün, öfke, mutsuzluk, yıkım hatta belki de en çok yıkım duygusu ve sonrasında gelen kabullenme ve hayatı yıkıldığı yerden yeniden inşa etme çabaları üzerinden gelişiyor. Yıkım ve........

© Edebiyat Burada