menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Batı’dan Doğan Güneş: Nobel

19 0
13.10.2025

Batı sadece bir yön değil, bir bakış açısıdır. İçinde kolektif narsizmin bütün un­surlarını taşıyan, kendi sahip olduğu özellikleri norm ola­rak dayatan, kendinden men­kul birinciliğini her ortamda diğerlerine zorla alkışlattı­ran, kibirli ve sorunlu bir ba­kış açısıdır. Nitekim Edward Said’in ‘Oryantalizm’ dediği şey de, Batı’nın Doğu’yu yal­nızca bir coğrafya olarak değil, aynı zamanda kendi kimliğini tanımla­mak ve bir anlamda kutsamak için kurguladığı bir ‘öteki’ olarak görür. Doğu, ona göre susturulmuş, kendi dilinden ve kendi adına konuşma hakkından yoksun bırakılmıştır.

Bu yalnızca sanatsal ve kültürel düzlemle sınırlı entelektüel bir ta­vır değil, aynı zamanda bir tahak­küm ve iktidar stratejisidir. Do­ğu, yüzyıllar içerisinde emperya­list Batı tarafından kurgulanan bir söylemsel tahakkümünün bir nes­nesine dönüşürken, zamanla kendi kafesini bir güvenlik mekanizması zanneder hale gelmiştir.

Esasen Doğu, Batılılar açısından çoğu zaman kendi konforlu locala­rından izledikleri bir tiyatro sah­nesinden ibarettir; bazen coşkuyla alkışladıkları, bazen öfkelenip yu­haladıkları, bazen sahneyi dağıtıp çıktıkları bir tiyatro sahnesi. Sah­nelenen senaryoyu kendilerine gö­re anlamlandırmak, rolleri uygun buldukları kişilere dağıtmak ve oyunun sonunda kimin ölüp kimin kalacağına karar vermek onlar tara­fından kurgulanmalıdır.

Said’in ifadesiyle “Doğu, çoğu za­man kendi gerçekliğiyle değil, Ba­tı’nın tahayyülüyle var olduğun­dan” seyirciyi coşturacak otantik ve egzotik dekorlar, dramatik çatış­malar ve acımasız finaller Batı’nın........

© Dünya