Ağabey de sahnede!
Beklenmedik bir durum yok! ABD’nin bölgeye yaptığı yığınak, askeri hazırlık ve diplomatik gelişmeler o vaktin geldiğini zaten gösteriyordu. 3 Ocak 2020’de Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle başlayan süreçte, İran’ın Ortadoğu’daki siyasi ve askeri etkinliğine karşı yeni bir dalganın başladığı hissedilmekteydi. O zaman da ABD’nin başkanı Donald Trump idi.
İran’ın bu suikast sonrası tepkisi çok sınırlı kalmış; Trump, olayı ABD askerlerine saldırmayı planlayan bir terörist liderin öldürülmesi olarak açıklamıştı. Hamas’ın 7 Ekim saldırısı ise ABD-İsrail ittifakının nihai aşamaya geçişi için büyük bir fırsattı. Bölgede İran eliyle geliştirilip desteklenen silahlı milis güçler ağır hasara uğratıldı. Olay teröre karşı savaşın çok ötesine geçiyordu. Zira mesele sadece İran’ın sahadan süpürülmesi değil, yeni bir düzen oluşturmaktı. Geçen yüzyılın başında tasarlanan yapı günümüzün dinamiklerine uygun olarak şekillendirilmemişti.
Küresel dengelerin Çin’in yükselişi üzerinden müthiş bir sarsıntıya uğradığı, bölgede yeni jeopolitik hedeflerin oluştuğu 21. yüzyılın ilk çeyreğinde ABD proje üstüne proje başlatmaya başlamıştı. BOP olarak başlayan ve sonrasında Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya evrilen proje başarısızlığa uğrayan ilk girişimdi. Ardından gelen Arap Baharı ise çöken bir başka politik tasarımdı. Tepeden ya da tabandan gelen her tür “demokratikleştirme” söylemi bu bölge halkında aksi tesir yapıyor; çünkü aslında herkes konunun esas........
© Dünya
