menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Neoliberalizmin düşüşü ve popülizm

25 1
10.07.2025

Ekonominin hali her za­manki gibi.

Söylenebileceklerin birço­ğu söylendi. Her gün bir önce günün benzeri olaylar yaşanıp duruyor. Bu gündem boşluğu­nu fırsat bilerek uzun zaman­dır yazmayı arzuladığım bir konuyu ele almak istiyorum.

Günümüzde tüm dünyayı etkisi altına almış olan popü­lizm dalgası konunda bir iki noktaya dikkat çekmek isti­yorum. Her şeyde olduğu gi­bi ekonomide de modalar var­dır. Ekonomide ve siyasette bugünlerin modası popülizm dalgası.

Geçmişte de benzer dalga­lar oldu. Örneğin 1960’lar­da gelişmekte olan ülkelerin sanayileşmek için giriştikle­ri ithal ikamecilik ve bu yol­la sanayide sermaye biriki­mi sağlama dalgası bunlardan biridir. Ardından 1980’ler­de yükselişe geçen neoliberal dalga da bir diğer güzel örnek­tir. Elbette bu dalgalar durduk yere çıkmıyorlar. O günlerin dünya koşullarında ülkelerin ortak sorunlarına çare olması için ortaya atılıyorlar.

Dünya ekonomisinde yaşa­nan ekonomik gelişmeler bu modaların oluşmasında belir­leyici role sahip. Dünya eko­nomisindeki mali şartlardaki değişime bağlı olarak yeni ye­ni modalar ortaya çıkabiliyor.

Mali kaynak arayışı için­de olan ülkelerin bu sorunu­na çözüm olmak maksadıy­la 1980’lerde yükselişe geçen neoliberalizm, bu tarihten sonra tüm dünyayı etkisine aldı. Ancak uzun dönemde bı­rakın o günlerdeki sorunlara çare olmayı, 1990’lı yıllarda sınırsız “küreselleşme” dal­gasıyla da birleştikten sonra mevcut sorunlara yenilerinin eklenmesine neden oldu.

1980 sonrası süreçte yaşa­nan iki gelişmenin sonuçları bugün tüm dünyada yükseli­şe geçen popülist dalga­nın da kaynaklarından. Bunlardan biri hızlı tek­nolojik gelişmedir. Kü­reselleşmiş bir dünyada yaşanan bugünün tek­nolojik gelişmeleri geç­mişte devlet tekeli altın­da gerçekleşirken, gü­nümüzde bu gelişmeler “kişisel tekellerin” elin­de gerçekleşmeye başla­mıştır. Bu da devletlerin kont­rolü dışında kişisel servet bi­rikimlerinin oluşmasına ve bunlar üzerinde kamu kont­rolünün azalmasına neden ol­muştur. Devletler bu tekelci kazançların yeterince vergi­lenebilmesinde başarısız ol­muşlardır.

İkinci gelişme ise geçmiş­te eşi benzeri görülmemiş dü­zeyde yaşanan dünya ekono­misinin aşırı finansallaşma­sıdır. Bunun bizim için yol açtığı bir değer sorun ise sa­hip olunan bol ve ucuz finan­sal kaynakların nasıl ve han­gi amaçlarla kullanılacağına karar verileceğidir. Bu sorun da günümüz popülist siyaseti ve uygulamaları........

© Dünya