menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bağlantısal bütünsellik perspektifinden Türkiye ekonomisinde borçluluğun görünmeyen yükü

10 1
16.04.2025

İnsanlık tarihinin en temel entelektüel mücadelelerinden bi­ri, belirsizlik karşısın­da anlam üretme çaba­sıdır. Bu çabanın bilim­sel izdüşümü yüzyıllar boyunca tümdengelim ve tümevarım gibi kla­sik yöntemler etrafın­da şekillenmiştir. An­cak 21. yüzyılın karmaşık ve çok katmanlı sistemleri karşısında bu yöntemlerin yetersiz kaldığı alanlar giderek artmakta ve be­lirginleşmektedir. Bu noktada sistemlerin işleyişini parçalar üzerinden değil, parçalar arasın­daki ilişkiler üzerinden çözüm­lemeyi öneren bağlantısal bü­tünsellik yaklaşımı büyük önem kazanmaktadır.

Bağlantısal bütünselliğin kav­ramsal zemini üzerinden hare­ketle, Türkiye ekonomisinde ka­mu borçluluğu, bütçe disiplini, faiz dinamikleri ve makroekono­mik göstergeler arasındaki iliş­kisel ağları göz önüne aldığımız­da kamu borcunun ve borç di­namiklerinde hareket alanının aslında yeteri kadar fırsatlar ya­ratmadığı görülebilir. Özellikle döviz kuru üzerindeki müdaha­lelerin, borçluluğun gerçek sevi­yelerini nasıl görünmez kıldığı­nı ve bu yapay dengenin gelecek dönem risklerini nasıl maskele­diğini sayın M. Coşkun Cangöz Gerçekten Geniş mi başlıklı ma­kalesinde oldukça etraflı bir bi­çimde ele alarak anlatmış.

Klasik bilimsel yöntemlerde (tümdengelim ve tümevarım), analiz edilen sistem bir yapıtaş­ları toplamı olarak görülür. Oy­sa bağlantısal bütünsellikte esas olan, bu yapıtaşları arasındaki enformasyon akışı, kodlama bi­çimi ve ilişkisel örüntüdür. Bu yaklaşım özellikle nörobilimden ekonomiye, biyolojiden iklim bi­limine kadar geniş bir yelpazede ağ yapılarının anlaşılmasını ko­laylaştırır.

Türkiye ekonomisinde borç, faiz, büyüme, bütçe, kur ve enf­lasyon gibi değişkenler ayrı ay­rı analiz edilmek yerine ilişkisel bir yapı içinde ele alındığında, sistemin gerçek dinamikleri da­ha net bir şekilde ortaya konula­bilir.

Borçluluğun yüzeydeki yanıl­saması: GSYH’ya oran paradok­su

Resmi verilere göre Türki­ye’nin kamu borcunun GSYH’ya oranı $.7 düzeyindedir.

Bu oran, uluslararası standart­larla ve Avrupa Birliği borçluluk kriteri olan Maastricht kriteri ile karşılaştırıldığında “makul” hatta oldukça başarılı olarak de­ğerlendirilse de, bu görünüm ilişkisel........

© Dünya