Finansal kırılganlık riskine önlem uyarısı
Küresel sistemde giderek artan gerilimlerin dış finansman koşullarını daraltıcı etkisi, başta reel sektör ve kamu kesimi olmak üzere net finansal pozisyon açığı veren Türkiye için yeni stres birikimi tehdidi yaratırken, olası yeni dış şoklara karşı yeni sıkı önlemleri zorunlu hale getirdi.
Merkez Bankası’nın 2025 ikinci çeyrek Finansal Hesaplar Raporu, mevcut finansal varlık-yükümlülük yapısı ile Türkiye ekonomisinin dış şoklara karşı kırılganlık potansiyelini ortaya koydu. Türkiye ekonomisi, hane halkı ve dış dünyanın finansman sağladığı, buna karşılık reel sektör ve kamunun borçlu olduğu bir yapı sergiliyor.
Finansal olmayan şirketler (reel sektör) ve kamu, ekonominin borç yükünü taşıyor, hane halkı ve dış dünya ise net finansör konumunda. Uzmanlara göre büyümeyi destekleyen bu yapı, halen yönetilebilir olsa da dış finansman ve faiz şoklarına duyarlı, finansal istikrar açısından kırılgan bir denge sunuyor. Dış finansman koşullarında belirgin bir daralma durumunda sistemde hızlı stres birikimi yaşanabileceği, olası dış şoklara karşı yeni sıkı önlemlerin alınması gerektiği belirtiliyor.
Yurt içi sektörlerin toplam finansal varlıkları 181 trilyon 716 milyar, yükümlülükleri 193 trilyon 428 milyar TL oldu; net finansal pozisyon dengesi 11 trilyon 712 milyar lira açık verdi. Buna göre Türkiye ekonomisi GSYH’nin yüzde 22,3’ü ile hala negatif net pozisyonda. Toplam ekonomide varlıklar bir önceki döneme göre 15 trilyon 759 milyar, finansal yükümlülükler ise önceki döneme göre 16 trilyon 762 milyar TL artış gösterdi. Net finansal işlemlere göre, toplam ekonomi bu dönemde GSYH’nin yüzde 2’si kadar net borç aldı. Bu verilere göre ekonomide dış kaynakla finanse edilen yapı devam etti. Toplamda net finansal pozisyon açığı ise esas olarak reel sektör ve genel yönetimin borçluluğundan kaynaklandı.
Raporda yer alan “kimden kime” (who-towhom) matrisine göre sektörel pozisyonda, hane halkı ile dış dünya yurt içi diğer sektörlerden alacaklı, reel sektör ve genel yönetim ise diğer sektörlere borçlu durumda. Matrisler, sektörler arası net alacak/borç ilişkilerini gösteriyor. Bir sektör “kimden”; hangi araçlarla (kredi, tahvil, hisse senedi, mevduat vb.) borç para almış ya da “kime” para vermiş, bu tür matrislerle izleniyor.
Matrisler, ekonomideki finansal akışların yönünü ve büyüklüklerini sektörel bazda anlamayı sağlıyor. İkinci çeyrekte işlemler, borç verici sektörlerden borç alıcı sektörlere doğru kaynak aktarımını gösteriyor. Buna göre genelde hane halkı birikimleri ve dış finansal kaynakların ülke içindeki borçlulara (reel sektör ve kamu) yöneldi. Tasarruf eden kesim olarak finansal varlık sahipliği yönünden pozisyon alan, düzenli gelirleri, mevduat, fonlar gibi araçlarla diğer sektörlere “fon transferi” yapan hane halkının yanı sıra dış dünya da kamu ve reel........





















Toi Staff
Tarik Cyril Amar
Gideon Levy
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d