Merkez Bankası’ndan sürpriz gelir mi?
TCMB, Mart ayındaki ara toplantısında faiz üst bandında artış yapmış ve likidite operasyonlarıyla bankalararası faizi B.5’ten F’ya yükseltmişti. Yarınki PPK toplantısında bu durumu kalıcı hale getirip getirmeyeceği ve daha fazla faiz artışına kapı aralayıp aralamayacağı, hem tahvil hem de kredi faizlerinin seyri açısından önem taşıyor. Bu kararın temel belirleyicilerini inceledik.
Enflasyonun orta ve uzun vadeli eğilimi açısından, enflasyon beklentileri belirleyici olmaktadır. TCMB’nin finans sektöründeki ekonomistlerle gerçekleştirdiği ve geçen hafta açıklanan Piyasa Katılımcıları Anketi’nden enflasyon beklentileri açısından olumlu sinyaller gelmedi.
Geçtiğimiz ay ortalarından itibaren piyasalarda gözlenen dalgalı seyirle birlikte, 2025 ve 2026 yıl sonu TÜFE beklentileri sırasıyla 1.9 ve 1.2 baz puan artarak 0.0 ve .3 seviyelerine yükseldi.
Kur tahminlerindeki yükselişin enflasyon beklentilerini yukarı yönlü etkilediği görülüyor. Nitekim, yıl sonu Dolar/TL tahmini önceki aya göre %1.9 artışla 43.6’ya, 12 ay sonrası tahmini ise %3.2 yükselişle 45.85 seviyesine ulaştı.
Biz ise henüz bu yıl sonu için (, gelecek yıl sonu için olan enflasyon tahminlerimizi revize etmedik. Enerji fiyatlarındaki düşüş ve yükselen faizlerle iç talepte oluşabilecek yavaşlamanın bu süreci dengeleyeceğini düşünüyoruz.
TCMB, faiz kararında yakın dönem enflasyon gelişmelerini de dikkate almaktadır. Bu noktada, son açıklanan Mart enflasyonunun yanı sıra Nisan ayına ilişkin fiyat gözlemleri ve enflasyon tahminleri de önem taşır.
Nisan ayına yönelik ilk enflasyon gözlemlerimiz, TL’deki değer kaybı ve elektrik zammının etkisiyle aylık enflasyonun hızlandığını teyit ediyor.........
© Dünya
