Kredi bol mu kredi yok mu?
Kimine göre bol, ama çok pahalı, kimine göre ise zaten ulaşılmaz durumda. Ne demek istediğimi daha iyi anlamanız için, şimdi sizlere iki ayrı tablodan söz edeceğim. Birinci tablo, bireysel kullanımlarda kredinin ne denli vazgeçilemez hale geldiğini ve büyüklüğünü ortaya koyarken, diğer tablo ise sanayci ve ihracatçı başta olmak üzere iş dünyası için gerçekte ulaşılamaz boyuta ulaştığını gözler önüne serecek.
Evvela ülkemizdeki bireysel kullanım manzarasına bir göz atalım. Türkiye’de kredi kullanımı, 2025 yılı itibarıyla ekonomik yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 9 Mayıs haftası itibarıyla toplam kredi hacmi 17 trilyon 831 milyar 922 milyon TL’ye ulaşmış durumda. Tüketici kredileri ise aynı dönemde 2 trilyon 259 milyar 698 milyon TL’ye yükselmiş.
Bu kredilerin dağılımı incelendiğinde, 566 milyar 720 milyon TL’si konut, 63 milyar 343 milyon TL’si taşıt ve 1 trilyon 629 milyar 635 milyon TL’si ihtiyaç kredilerinden oluşuyor. İhtiyaç kredileri, tüketici kredileri içinde r,1’lik payla öne çıkıyor. Bu durumun, bireylerin günlük harcamalarını karşılamak için krediye başvurma eğilimlerinin arttığını söylemeye sanırım gerek dahi yok. Öte yandan kredi kartı borçları da dikkat çekici bir artış göstermiş durumda. 2025’in başından 9 Mayıs’a kadar bireysel kredi kartı borçları 2 trilyon 68 milyar TL’ye ulaşırken, aynı dönemde toplam kredi hacmi ,8, takipteki krediler ise 6,9 oranında artmış durumda.
Faiz oranları........
© Dünya
