62 yıl sözlülük 29 yıllık nişanlılık
Yıl 1963. AB-Türkiye Ortaklık Anlaşması olarak da bilinen Ankara Anlaşması, Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasında imzalandı. Türkiye'nin bugünkü Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkilerinin yasal dayanağını oluşturmuş oldu. Başka bir deyimle AB ile söz kesildi.
Yıl 1996. Türkiye için AB’nin henüz erken olduğuna, bu yolda ilk olarak Gümrük Birliği anlaşması imzalanarak; insanların, emeğin ve hizmetin, hatta işlenmiş tarım ürünlerinin değil, sadece eşyaların serbest dolaşımına izin verildi. Verilen umudu göz önünde bulundurarak, durumu kabullendik. Sözde bir nişan yüzüğü takmış olduk.
Eşyalarımız Avrupa’ya serbestçe girerken, Türk ürünleri engellerle karşılaşıyor. Eşyaların girişi serbest olmasına rağmen, o eşyayı taşıyan Türk şoförü Avrupa’ya giremiyor. Gümrük Birliği’nin güncellenmemesi nedeniyle Türk lojistik sektörünün de çok büyük kayıplar verdiğini görmezden gelemeyiz.
Avrupa Birliği tarafından ülkemiz her geçen gün biraz daha fason üretim merkezi olarak görülürken, partnerden çok yalnızca verimli bir pazar kabul edilmesi elbette içimizi acıtıyor. Kıymetli markalar yaratmadıkça, sanayiyi geliştirmeyip katma değeri arttırmadıkça, özetle güçlü bir ekonomiye sahip olmadıkça bu anlayışın ve bakış açısının değişeceğine dair inancımın azaldığını itiraf etmeliyim.
Bir yandan AB’ye girebilir miyiz sorusuna yanıt ararken, mevcut Gümrük Birliği’ne rağmen Avrupa Birliği ile........
© Dünya
