menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sıra İran’a mı geldi?

21 11
18.04.2025

1930’lu yıllara geldiğimizde yüzyıllar boyu didişen iki ayrı kutup olan Türkiye ve İran artık bağımsız devletler olarak var olmaya ça­lışan, birbiri ile yakınlaşma çabalarını her se­ferde somutlaştıran iki komşu ülkeydi.

Bu yakınlaşma genç cumhuriyetimizin ku­rucu iradesi tarafından da çok önemseniyor­du. 1934’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Rı­za Pehlevi’nin 23 gün sürecek Türkiye zi­yaretine verdiği önemi göstermek için İran Şahı’nın onuruna bir opera sahnelenmesi­ni, operanın da yabancı değil, Türk olması­nı istemiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kül­tür devriminin ilk adımını atma adına üreti­len ‘Özsoy Destanı Operası’ ortaya çıkmıştı. Bu hikâye, geçtiğimiz aylarda BKM (Beşiktaş Kültür Merkezi) tarafından ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’ adıyla beyazperdeye yansıtılmıştı. Bu arada izlemeyenler mutlaka izlemeli.

Türkiye’nin yakın dostu olan babası ardın­dan tahta gelen Muhammed Rıza Pehlevi, Ba­tılılaşma, ekonomik büyüme, İran’ın antik ve İslam öncesi tarihini ulusal bir gurur olarak aşılamaya odaklandığı ülkesini 37 yıldan faz­la süre yönetmişti.

Dünya değişiyordu, 1970’li yıllar Ameri­ka’nın merkezi haber alma teşkilatı CIA’nın kıtalararası operasyonlarının güçlendiği, böl­gesel olarak Türkiye dahil tüm coğrafyada iç karışıklıkların ve istikrarsızlıkların Rusya – ABD mücadelesi etrafında beslendiği bir dö­nemdi.

Türkiye’de BAAS tipi yabancı destekli dar­be girişimleri Süleyman Seba ve Mahir Kay­nak gibi........

© Dünya