Melez rejimlerde sürdürülebilirlik
Adil bir büyüme, çevresel denge, sosyal eşitlik…Bunlar sürdürülebilir kalkınmanın önemli dinamikleri. Fakat bu hedeflerin üstüne bir şey inşa edilecekse, önce sağlam bir temel gerekir: o temel de hiç şüphesiz demokrasi. Peki bu temelin sağlam olmadığı yönetim biçimleri sürdürülebilir kalkınmayı nasıl etkiliyor?
Örneğin seçimler var, yargı var, özgürlükler var ama fiilen bağımsız değil. İşte bu gri alanda, “melez rejim” denilen bir kategori doğuyor. Ve bu rejim tipinin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini ne ölçüde taşıyabildiği ciddi bir soru işareti.
Özellikle 90'lar sonrası ortaya çıkan rejimler, klasik demokrasi–otoriterlik ikiliğine uymayınca siyaset bilimi literatürüne ara bir form olarak “Melez Rejim” kavramı girmiştir. Türkiye, 2024 yılı itibariyle Economist Intelligence Unit’in Demokrasi Endeksi’nde 167 ülke içinde, 4,35 puanla 104. sırada yer alıyor. Yani otoriterlikle demokrasinin arasında gri bir yerde. Bir başka deyişle ne tam karanlık ne de aydınlık…
Melez rejim kavramını ortaya atan ve sistematikleştiren araştırmacılar; Larry Diamond, Andreas Schedler, Thomas Carothers gibi isimlere göre "Melez rejim" tam da bu gri bölgenin adı. Kurumlar var ama işlerliği sınırlı. Sandık........
© Dünya
