Modern Kerbelâ: Gazze’de Çocuklar, Anneler ve Sahabe Gibi Direnenler
Gazze... Toprağı kanla yoğrulmuş, mazlumların gözyaşıyla sulanmış bir direniş diyarı. Öyle bir yer ki, orada yaşamak başlı başına bir cihat; orada ölmekse şehadetle taçlanan bir şeref.
Ve şimdi… O topraklarda bir anne var. Adı Dr. Ala en-Neccar. Gazze’nin en büyük hastanelerinden birinde cankurtaran bir hekim. Ama artık kendi canı, ciğeri, hayatı paramparça. Çünkü israilin “hassas güdümlü” füzeleri, onun evini değil, kalbini hedef aldı. Ve o evde, Ala’nın dokuz çocuğu, bir annenin dokuz meyvesi, tek bir saldırıda şehit düştü.
Bunun adı ne? Savaş mı? Hayır. Bu, kelimenin tam anlamıyla bir soykırımdır. Gazze’de çocuk olmak, ölümle oyun oynamaktır. Gazze’de anne olmak, evlat mezarı kazmaktır. Gazze’de yaşamak, Allah’a şahit yazılmaktır. Ve bu insanlar, bu mücahitler… Bir yudum suyu, bir dilim ekmeği, bir hastane yatağını bile hayal edemeyen bu yiğitler… Tıpkı Ashab-ı Suffe gibi, dünyanın göz ardı ettiği ama Rabbin katında en yüksek mertebeye ulaşan bir topluluktur. Sahabe nasıl Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te İslam’ın sancağını yüceltmek için her şeyini ortaya koyduysa; Gazze’nin mücahitleri de aynı ruhla, aynı aşkla direniyor.
Hiçbir sahabenin rızası rahat bir ömür sürmek değildi. Onlar Allah’a “kanımızı, canımızı al” diyerek yürüdü. İşte Gazze’de bugün, onların izinden giden çocuklar, anneler, babalar var. Her biri adeta çağımızın Ammâr’ı, Sümeyye’si, Huzeyfe’si olmuş durumda.
Ama öte yanda, çocukları kasten hedef alan, oyun oynayan minik bedenleri enkaza gömen bir rejim var: israil. Uluslararası hukuk, insan hakları, savaş ahlakı… Hepsi kağıt üstünde. Çünkü israil için bir Filistinli çocuk, bir “tehdit unsuru.” Üzerine roket atmasa da, sadece “büyüyebileceği” için öldürülüyor.
Bu kaçıncı vakadır bilinmez… Ama artık vaka değil, metodoloji oldu. israil, çocukları öldürerek geleceği yok ediyor. Anneleri ağlatarak ümmeti susturuyor. Ve biz, susarak bu vahşete ortak oluyoruz. Bugün........
© Doğruhaber
