“Kutsal” Bilinen Sapmalar
İnsanın yolculuğu engellenemez. Öyleyse yolu kapatıp yürümeyi engellemeye çalışmak boşuna harcanacak enerji demektir. Hedefe doğru yolculuğu sonlandırmak isteyenler, dosdoğru yolu kapatıp doğru yolda yürümeyi engellemek yerine, yolculuğu amacından, yolcuyu yolundan saptırmayı metot olarak kullanmayı en mantıklı yol olarak görürler.
A’râf Suresi, 17. ayette açıkça belirttiği gibi, bu metodu kullanacağını açıklayan ilk kişi şeytandır. Bazen başarılı olmuştur ama Allah, dosdoğru yolun hep apaçık görünür olmasını murad etti. Böylece yoldan sapanlar bunun kendi seçimleri olduğunu bileceklerdi.
Gördüğümüz gerçek, yoldan saptırılmış düşüncelerin; iddialarının zıddı olan yola saptığı barbarlığın, vahşiliğin yabani ormanlarından, menfaatçiliğin kurak çöllerinden, enaniyetin derin vadilerinden ve kibrin yüksek olmayan dağlarından geçerken insanlık için çok tehlikeli hale dönüştüğüdür. Bu realiteyi, siyasi anlamda dünyaya hükmeden ve Gazze gerçeği ile yüzleri daha iyi görünür olan Hristiyanlık ve Yahudilik üzerinden değerlendirelim:
Şeytan, kutsal metinlerdeki lafzi ifadeler üzerinde oynamalar yaptırarak ve metni anlam açısından tevil ettirerek, teorik sapmalara yol açar. Ayrıca teori-pratik çatalında oturur ve pratiği yanlış yolda yürütür. Teorik eleştiri, gayet akademik ve detaylı bir çalışma gerektirdiğinden, biz somut olanın yani görünür pratik sapmanın........
© Doğruhaber
