NUR VE ZULUMAT
“Allah, inananların dostudur. Onları karanlıklardan ışığa çıkarır. İnanmayanlarınsa dostları şeytan’dır, onları ışıktan karanlıklara götürür. Onlardır ateş ehli, onlardır orada ebedi kalanlar.” (Bakara 257)
Aziz Ş. Ebu Abdullah’ın bu Hamdelesi de bizlere aydınlığı (Nur’u), karanlığı ( zulümatı) bunlarla beraber aydınlığın ve karanlığın askerlerinin mahiyetini esaslıca tarif eder.
“Bizleri, insan ruhunun temelindeki nötr olan iyilik ve kötülük yol ayrımında iyiliği seçmeye muvaffak kılan Allah’a hamd olsun. Bu iyilik ve kötülükler açılacak olursa; İslam ile küfür, iman ile inkâr, sıdk ile kizb, hak ile batıl, adalet ile zulüm neticelerinin de birikimi olan cennet ile cehennem gibi iki büyük hakikate dönüştüğü görülecektir. İşte bizi; yarattığı iyilik ile kötülük, hayır ve şer seçiminde, bize hayra uymayı nasip eden Allah’a tekrar hamd ederiz ki, bizi büyük hayır olan İslam için mücadele eden ve karanlığın askerlerine karşı aydınlığın askerleri yapmıştır. Bizi beşer olarak insan, insanlık için hayırlı ümmet, bugünkü dağınık, perişan ümmet içinde küfre boyun bükmeyen, kıyamete kadar hak üzere galip gelecek taifeye tabi olmak gibi bir konum ve sorumluluk ile şereflendiren Allah’a ne kadar hamd etsek azdır.”
Gazze ve içindeki bir avuç Gazze’li ile beraber; Allah’ın nurundan bağları kopmuş müstekbir kâfir ve Müslümanların şahididir. Allah azze ve cellenin Nur sıfatından bağı kopan her şey karanlıktır, zulümattır, zulümdür, kötülüktür.
Allah’ın Nur sıfatı ıskalandı mı diğer bütün sıfatlarının tecellisine de isabet olmaz. Çünkü aydınlık her şeyi gösterir. Bütün sıfatları, esmaları, eşyayı gösterir. Karanlık ise her şeyi adeta görünmezliğe gark edip, yok hükmüne koyar. Karanlık aydınlığın olmadığı haldir. Zulümat ancak nur ile izale olur. Batıl ancak hak ile zail olur. Allah’ın nur sıfatı basirettir, marifettir – ilimdir. Müslüman, tez elden karanlıktan sıyrılıp Allah’ın Nur sıfatına yapışmalıdır ki diğer bütün........
© Doğruhaber
