NEDİR BAYRAM?
Fuzuli’nin:
“Yılda bir Kurban keserler halk-ı âlem ‘ıyd içün
Dem-be-dem, saat-be-saat men senün Kurbanınam.”
Ya da merhum Erzurum’lu Alvarlı Efe’nin;
“Cân bula cânânını
Bayrâm o bayrâm ola
Kul bula sultânını
Bayrâm o bayrâm ola” deyişleri ile bakmak gerekir Bayrama ve Kurbana.
Kurban yaklaşmadır, yakınlaşmadır. Bayram ise bu yakınlığın, ülfetin, muhabbetin sevincidir… Yoksa eti ve kanı ulaşmaz burağın Arş-ı alaya, ulaşan sadece niyet, muhabbet ve samimiyettir… Her dinde vardır. Ama her dilde ayrı… Esasında Adem aleyhisselamdan günümüze tüm dinler İslam’dır, İslam’dandır. Tüm kitaplar Levh-î Mahfuzdan… Tüm insanlık aynı serencam ve serüveni yaşadılar, yaşıyorlar ve yaşayacaklar. Kimi doğru, kimi yanlış… Tüm dinlerdeki bayramlar, seremoniler; aynı pınardan doğmuş, fakat farklı çağlara çağlamış… Çağlamış çağlamasına ama her bedende ruh ve nefis olduğu gibi, her çağda da Cibril ve iblis hiç eksik olmamış… Cibril İbrahim yetiştirdikçe, İbliste Nemrut… Cibril Musa yetiştirdikçe, İblis Firavun dikmiş karşısına… Boş durmamış. Cercisler, Hamanlar, Bel’am-ı Bauralar hiç eksik olmamış. Hakkı batıla tebdil etmişler. Ta ki Sultan-ı Enbiyaya karşı; Ebu Cehiller, Ebu Lehepler “Karanlıklar ordusunu” sürmüşler “Nurun ordusuna” karşı… İblis taraftarlarının, Allah taraftarlarına karşı isyanı, tuğyanı hiç eksik olmamış. Matem ve sevinç; gece ve gündüz, yaz ve kış gibi birbirini takip etmiş Müminin hayatında.
Âdem aleyhisselam’ın cenneti, Havvası, İblis’i ve “İhbit” emriyle ta bu imtihan dünyasına inişi ve yavrularıyla katil- maktul imtihanı… İbrahim aleyhisselam’ın oğlu İsmail’in kendisine yeniden bahşedilmesi… Yunus aleyhisselam’ın üç katman karanlıktan bir balığın karnından yeniden dünyaya doğuşu ve dönüşü… Yakup aleyhisselamın Yusuf’u kaybedişi ve kavuşması… Yusuf’un zindan zindan serüveni ve Mısır’a Aziz oluşu ve tekrar Züleyha, Yakup (a.s) serencamı… Eyyup aleyhisselamın sabrı… Şuayip aleyhisselam’ın sergüzeşti… Musa aleyhisselamın Firavun, Samiri, Ben-î İsrail, kudret helvası, Tur dağı ve Nil serüvenleri… Zekeriya’dan Yahya’ya; İmran kızı Meryem’den Asiye’ye, Talut’tan Calut’a, Davut’tan Süleyman’a, Musa’dan İsa’ya… Tüm Aleyhim-usSelam Ecmain Enbiyadan Hatem-i Enbiya Muhammed Mustafa aleyhisselat-u vesselam’a kadar
Süreçler ve Serüvenler; imtihanlarla, ezalarla, belalarla başlamış ekseriyetle. Çünkü iman sınanacak, kul sınanacak, kulluk sınanacak… İnandık demekle bırakılıverilmek olmayacakmış. İman denemeden cennete gitmeyecekmiş mümin… Sabreden, cehd eden, şükreden, sevinirmiş… Sevinen Halilu’r Rahman olurmuş, kurbanla mukarrebun burçlarında, Ahsen-i Takvim makamında… Bu makam gayreti ve umudu içinde olmaktan doğan sevinçtir BAYRAM.
Bayram; sevinç süreci değil, sonuç sevincidir. Her peygamber aleyhimusselam’ın kendi dönemi ile kendi ümmetinin bu şekilde sevinçleri ve bayramları olmuştur tıpkı Kur’an-ı Kerim’de bize ulaştırıldığı gibi. Fakat günümüzde tahrif ve tahribata rağmen yanlış........
© Doğruhaber
