“TÜRK, KÜRT, ARAP KAZANDI”
Esasında gerçek savaşı tatmış ve tanımış olanlar, gerçek barışın kıymetini herkesten daha fazla bilirler. Tersi de doğrudur. Barışın da en az savaş kadar zor bir süreç olduğunu, ehli bilir. Kürtçe’de bir söz vardır, Türkçe’ye çevrildiği zaman uyum ve kafiyesini kaybetse de arife tarif gerekmez kabilinden ehli olan kolay anlar. “Yé neçube şerr, şerr pé xweşe.” Yani; Kavgaya / savaşa girmemişe savaş / kavga -uzaktan- hoş görünürmüş. Kısacası savaş uzaktan zevkli görünürmüş diyebiliriz. Sorma imkânı bulunsa; bu hususu en iyi belki de Ehl-i Gaza ve Gazze izah eder.
Tuzu kurular; rahat koltuklarında ve bir hobi olarak yaptıkları beyanat işlerinde; barış, diyalog, diplomasi, çözüm gibi söylemler pek hoşlarına gitmez. “Şahin görünmeyi,” “Uzlaşmaz Asi” “İflah olmaz Kahraman” “Tavizsiz” bilinmeyi, takılmayı pek severler, bu tarz yaklaşımları da pek haz etmezler. Zor zamanlarda da gözün arar ama nafile… Bir yolunu bulmuşlardır…
Böylesi bir girizgâh da her halde böyle bir tepki çekincesine karşı refleksif bir ihtiyaçtan hâsıl olsa gerek… Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek içermiş… Nice emeklere acımasızca kıyılabiliniyor…
Konuya gelecek olursak;
Sayın Erdoğan’ın dünkü konuşması gerçekten de kendi deyimiyle de “tarihteki yeni bir sayfa mesabesinde” ve en azında PKK’nın silah bırakması kadar önemliydi.
Bu köşeyi takip eden bilirler ki; uzunca bir süreden beri dünyanın değişime ihtiyaç duyduğunu; buna bağlı olarak Ortadoğu’nun da bir değişim ihtiyacı içinde kıvrandığını; olup bitenlerin de bu devinimin doğum sancıları olduğunu; - doğru yönetilmesi koşuluyla - bu Değişimde; birbirleri ile entegre edilebilir iki önemli “Birliğin” savunulması, icrası ve ifası halinde; İslam ve Müslümanların lehine koşullar ortaya çıkaracağını; bu birliklerin birincisinin “ARAP BİRLİĞİ”, ikincisinin de onun sınırında inşa edilecek bir “TÜRK - KÜRT BİRLİĞİ” olduğunu mütemadiyen işliyoruz.
“Elbette ki bir çiçekle bahar gelmez. Fakat her bahar mutlaka bir çiçekle başlar.”
“Bugünkü her gerçek, dün bir hayaldi”
Belki ilk etapta PKK’nın silah bırakması ile yukarıda çizdiğimiz mefkûre arasında direkt bir bağ görülmese de; esasında PKK özelinde yoğunlaştırılan “Kürt meselesinin” kelebek etkisiyle, hem Ortadoğu, hem de Dünya siyasetinde belirleyici özelliğinin yabana atılmayacak bir etkisi söz konusudur. Nitekim Ortadoğu’nun en önemli ülkeleri olan İran, Türkiye, Irak, Suriye, gibi ülkelerin en önemli meselelerinin başında ve onların gidişatında belirleyici bir rol oynayan başat konu Kürt Meselesidir.
O yüzden her söylenene dudak büküp ilgilenmiyormuş, gereksiz buluyormuş tavırlarına yatmak; fayda sağlamadığı gibi gelen zararları da hiç önlemiyor.
Özellikle de güncel gidişatı hemen akidevi ve imani........
© Doğruhaber
