Maneviyat Psikolojisi ve Manevi Danışmanlık
Yeryüzünde halifelik ünvanıyla yaratılan insan, her çağda kalbini ve aklını kullanarak hayatı anlamlandırmaya çalışmıştır ki bu sorgulama eşrefi mahlukat olan insanın Kur’an- Kerim’de birçok defa geçen “Hâlâ düşünmez misiniz?” sorusuna muhatab olduğu için asli görevlerinden biridir. İnsanın bu anlamlandırma çabasına tarihsel perspektiften bakıldığında, genel manada iki farklı yönelimin olduğunu görmek mümkündür. Dini yaklaşım, insanı, hayatı ve ölümden sonraki ahiret hayatını tevhit inancıyla anlamlandırırken insanı ve hayatı anlamaya yönelik bir diğer bakış açısı ise antik Yunan filozoflarıyla başladığı kabul edilen felsefi bakış açısıdır.
Felsefi akımların bilimsel paradigmalara dönüştüğü 17. YY’dan itibaren mana yerini maddeye bırakmış, insan, dünya üzerindeki diğer canlılar gibi sadece fizyolojik bir madde olarak araştırmalara konu edilmiştir. Maneviyat, bilim dışı ve kişilere özgü özel bir alan olarak kabul edildiği için psikolojik araştırma ve klinik deneylerin dışında tutulmuştur.
Modern psikoloji bilimi bu konudan uzak kalmaya çalıştıysa da her insanın manevi bir yönelime ihtiyaç duyduğu gerçeğini göz ardı edemeyen günümüz bilim insanları son yıllarda maneviyatı da araştırmalarına konu etmiştir. ABD Ulusal Kanser Enstitüsü Müdürü Dean Hamer, yaptığı araştırmalar sonucunda her insanda VMAT2 adında doğuştan gelen bir inanç geni olduğunu, bu gen sayesinde insanların manevi inançlara yöneldiğini konu alan bir kitap yayımlamıştır.
Maneviyat ve modern psikolojinin kesişim noktası değişebilen duygu ve düşünce alanlarıdır. Psikolojinin araştırma konularından olan duygu ve düşünceler, manevi tecrübelere bağlı olarak değişim ve/veya gelişim gösterebilmektedir. Manevi deneyimlerin yaşandığı zamanlarda huzur, sevinç, hayranlık, korku, huşu,........
© Diyanet Haber
