21. yüzyılda 20. yüzyıl siyaseti
Türkiye’de muhalefetin siyaset dili, 1990’ların siyaset dilini bir türlü aşamıyor. Muhalefete sorsanız 1990’lar Türkiye’si âdeta bir cennetti. Hatta Cumhuriyet Halk Partisi bunu 1930’lara kadar geriye götürebiliyor. Oysa 90’lar romantizminin altının ne kadar boş olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama muhalefet ısrarla bugüne gelmek istemiyor. Günümüz Türkiye’sine uygun bir siyaset dili inşa edemiyor.
90’lar Türkiye’sinin siyasetinin en temel özelliği popülizmdi. Partiler vatandaşa her şeyi vadeder, iktidara geldiklerinde ise bu vaatlerin hiçbirini yerine getirmezlerdi. Bir siyasetçi her eve bir anahtar yani bir konut vadederse diğeri iki anahtar-bir ev ve bir araba vadederdi. Ancak günün sonunda vatandaş ne ev alabiliyordu ne de araba. Devlet memur maaşlarını ödeyemez hâle gelmişti. Hastaneler ve altyapı yatırımları ise bir kara deliğe dönüşmüştü.
Muhalefet bugün de aynı siyaseti sürdürüyor. Türkiye Karadeniz’de gaz mı buluyor? “Benim cebime ne girecek?” diye soruluyor. Elektrikli otomobil mi üretiyoruz? “Bana ne faydası var?” deniyor. Türkiye SİHA–İHA mı yaptı? “SİHA mı yiyeceğiz?” tepkisi........
© Diriliş Postası
