Yangından beter bir çürümüşlüğe dair…
Dehşetengiz ihmaller zinciri ve akabinde gelişen tüyler ürpertici ve insani hassasiyetlerden yoksun bir çürümüşlük…
Evet, Bolu Kartalkaya’daki yangın, bizden sadece 78 canımızı almakla kalmadı, insani değerlere dair ciddi sorunlarımızın olduğunu da gösterdi ne yazık ki…
Üstelik mağdurlar henüz hayat memat mücadelesi verirken yüzünü gösterdi bu iğrençlik…
Yaşanan bu elim trajedi sonrasında gelişen hadiseleri tanımlamada ‘iğrençlikten’ öte bir durum var ki oturup ağlasak yeridir.
78 insan feci bir şekilde ölürken bu facia üzerinden siyasi polemiklere girmek, “bizim suçumuz yok, asıl suçlu onlar” tartışması başlatmak, nereden bakarsanız bakın bir insaniyet sorunudur.
Bidayette sosyal medyada başladı tiksinti veren bu tartışma.
Ardından, doğal olarak ‘yangınla’ birlikte akla ilk gelen husus olan itfaiyeden sorumlu yönetimin yani belediyenin başındaki şahıs köpürttü bu insaniyet sorununu…
“Ben nereden bileyim, bana bağlı değil” diyordu malum özne…
Bakınız, bu kısacık cümle aslında meseleyi tek başına özetleyecek denli anlamlı.
Mezkûr şahsın sorun ettiği şey, 78 insanın feci bir şekilde can vermesi değil, bu hadise sonrasında yaşanabilecek muhtemel olumsuzluklardan paçayı kurtarma çabası…
Topu, ‘turistik bölge’ olması hasebiyle Turizm Bakanlığına atarak siyasi polemiğin de startını vermiş oldu böylece…
Türkiye’deki her........
© Diriliş Postası
