menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İran ile düşman değiliz ama dost da değiliz!

21 1
21.06.2025

Bölgede iki din devleti var; biri İsrail, diğeri İran.

Karşıtlıkları üzerinden birbirlerini var ediyorlar.

İkisi de yayılmacı politika güdüyor.

Ve bu ‘katıksız hırs odaklı politika’ ikisinin de sonunu getirebilir.

Öncelikle İran bunun zararlı sonuçlarını görmeye başladı. Komşu coğrafyaları istila etme ve kitleleri tahakküm altına alma gayreti başarısızlıkla sonuçlandı.

Suriye’de akıtılan Müslüman-Sünni kanı, İsrail’in akıttığından fazla!

Aşırı yayılmacılık sonunda çöktü. “Şii hilali, direniş ekseni” zırvaları bitti. Bu bitiş, düşmanı kendi sınırlarına kadar çekti.

İran düne göre daha zayıf bir durumda. Mezhepçi yönetim böyle bir duruma düşmüşken şimdi nükleer birikimi korumak, egemenliği elde tutmak için ve rejimi kaybetmemek adına refleks vermek zorunda.

Elbette İran köklü bir ülke. Eğer bekleneni gerçekleştirebilirse İsrail’i, büyük sarsar.

İran’ın yaşadıklarını çok profesyonel bir noktadan değerlendiriyorum. Olumlu-olumsuz bir duygu beslemiyorum. Çünkü o kadar çok sömürmüş ve o kadar çok tüketmiş ki bu bölgeyi…

Elbette ‘Müslüman halk, Türk nüfus’ kardeşimizdir. Ve fakat “zalım” iktidar Sünnilere çok kötü bir geçmiş bıraktı. O nedenle duygularım çok sınırlı. İran’a düşmanlık değil bu. Müslüman coğrafyaya yapılan ihanetin bıraktığı hasarın, kapanmayan yaraların karşılığı…

Tek hassasiyetim; masum halktan yana. Umarım halk maruz bırakıldıkları şiddet ortamına ek olarak daha kötü günler yaşamazlar.

Bireysel dünyamda pozisyonum bu şekilde, ülkeler arası ilişkileri de yine aynı netlikte ifade etmeye gayret........

© Diriliş Postası