menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Robert Sabatier’in İsveç Kibritleri…

10 0
31.05.2025

Son dönemlerde ülkemizdeki en sıkıntılı, sorunlu, zor sektörlerden biri de yayıncılık… Kitap seçimi, basımı, dağıtımı; kitabın okuyucuya ulaştırılması başlı başına bir dert. Hayatın her alanında yaşadığımız pahalılık yayıncılık sektörünün ana ögesi kağıt piyasasını etkiliyor. Kağıt bulmak, bulunan kağıdı satın almak yayınevlerini oldukça zorluyor. Aynı zamanda dijital dünyadaki gelişmeler basılı kitaba olan ilgiyi azaltıyor. E-kitap yaygınlaşıyor. E-kitaba ulaşmanın hem maliyeti düşük hem de ulaşmak daha kolay. Bütün bu saydığımız ve sayamadığımız etkenler kitap basmayı zorluyor. Bir çok yayınevi kapanmak ya da küçülmek zorunda kalıyor. Zaten çok okuyan bir toplum değiliz. Son zamanlarda yaşanan ekonomik zorluklar insanlara sadece karınlarını doyurma dışında bir seçenek bırakmıyor. Kitap almak, okumak artık çok lüks bir uğraş haline geliyor.

Yazımıza var olan, bizi karamsar bir ruh haline sürükleyen manzarayı tasvirle başladık. Gerçekten çok iç açıcı bir tablo yok önümüzde. var olan bu görüntünün, manzaranın, tablonun ağırlığına kendini teslim edenlerin yanında akıntıya karşı kürek çekenler de var. Bütün bu olumsuzluklara rağmen hayallerine tutunup ideallerini gerçekleştirenler de var. Dışarıdaki ağır havaya rağmen direnenler… İşte yayın sektöründeki bütün bu kara tabloyu, bu karanlığı yırtmaya çalışan gayretler söz konusu…

Bu gayretin, bu cesaretin, bu gözü karalığın yakın zamanlardaki en büyük göstergelerinden biri Eriken Yayınevi. Eriken: Olgun, ermiş, bilge gibi anlamlara geliyor. Yayınevinin kurulma fikri 2024’ün başlarında ortaya çıkıyor. Yayınevi kurucularından Eriken Yayınevi Genel Müdürü Bilge Sezer kuruluş sürecini şöyle anlatıyor: “Mimarım, işimi çok severek, büyük bir saygıyla yapıyorum. Bir öğrenci jüri sunumundan yaptığım alıntı ile projelerin bir hikâyeyi anlatmak üzere hazırlandığını, mimarlığı -onların dediği gibi- hikâye anlatma sanatı olarak kabul ettiğimi söylemek istiyorum. Yayıncılık da anlatım yöntemi ve sıra dışı bir proje olarak hayatıma girdi.

Tasarım kriterlerinin sanatın tüm alanlarıyla bağı var ancak edebiyat ile ilişkisi bambaşka. Mekânların insan davranışlarını ve düşünce yapısını şekillendiren gücü, roman kurgularının en öne çıkan unsuru olarak çıkıyor karşımıza. Olayların geçtiği iç ve dış mekânların tanımı okurları içine aldığında sözünü ettiğim o kuvvetli bağ kendiliğinden oluşuyor.

Edebiyata olan ilgim hep fazlaydı. Okurluğumun yanında yazmayı da deneyimlemek istedim ve pandemi döneminde ilk romanım olan NerVera’yı yazdım. Heyecanıma karşın kitabımın yayımlanması ve okurlarla buluşması maalesef istediğim gibi olmadı. Baskı ve dağıtımda yaşanan olumsuzluklar nedeniyle ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Yayıncılığa giden yola yönelişim böyle başladı. Yasal düzenlemeler tamamlanıncaya kadar NerVera aile şirketimizde........

© dibace.net