menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Milli Marşımız Üzerine: Üç Renkli Bayrağınla Mesut Yaşa!-I

9 0
24.09.2025

“Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi’nin, Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Marşı Hakkındaki Kararı:

Bestesi Üzeyir Hacıbeyov’a, sözleri Ahmet Cevad’a ait olan “Azerbaycan Marşı” Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Marşı olarak kabul edilsin.

27 Mayıs 1992

Bakü Şehri.”

Ünlü bestekâr, dramaturg ve Azerbaycan halkının önemli münevverlerinden olan Üzeyir Hacıbeyli, “Azerbaycan Marşı”nı 1919 yılında kaleme almış ve Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin (1918-1920) devlet marşının seçilmesi için düzenlenen yarışmaya sunmuştur. Devlet marşı yarışmasına eserler 1 Mayıs 1920 tarihine kadar teslim olunmalıydı ve 28 Mayıs’ta, bağımsızlığın ikinci yıldönümü münasebetiyle parlamentoda seçim yapılarak en iyi eser devlet marşı olarak kabul edilmeliydi. Ancak 28 Nisan 1920’de Rus-Bolşevik işgali sonucu Azerbaycan Halk Cumhuriyeti dağıldı. Bu nedenle devlet marşı yarışması tamamlanamadı.

Yetmiş iki yıl sonra, 1992’de, Üzeyir Bey’in bu muazzam eseri, yani “Azerbaycan Marşı”, bağımsızlığını yeniden kazanmış Azerbaycan Cumhuriyeti’nin devlet marşı olarak kabul edildi. Milletimiz, halkımız tüm yasaklara rağmen “Azerbaycan Marşı”nı kalbinde ve kan hafızasında yaşattı. Vatanlarından göçmeye mahkûm edilen Cumhuriyetçiler, “Azerbaycan Marşı”nın unutulma ve kaybolma tehlikesinden kurtulmasını sağladılar.

1989 yılında, büyük bestekârımız ve müzik kültürümüzün yegâne aktarıcılarından olan Profesör Aydın K. Azim, “Azerbaycan Marşı”nı yeniden düzenleyerek halkımıza sundu. Saygıdeğer Aydın Bey’in düzenlediği haliyle marş, ilk kez 17 Kasım 1989’da Diriliş Gününün yıldönümünde Azadlık Meydanı’nda yapılan mitingde seslendirildi. Yüz binlerce insan, “Azerbaycan Marşı”nı gurur ve mutluluk gözyaşlarıyla dinledi.

Bu, kan hafızamızın günümüze kadar koruduğu genetik kodun görkemli bir ifadesiydi. “Azerbaycan Marşı” varlığımıza, ruhumuza ve kanımıza işlemişti. Meydanda ilk kez seslendirildikten sonra ülkemizin her köşesinde “Azerbaycan Marşı” çalınmaya başladı. Tüm okullarda, kuruluşlarda, her toplu etkinlikte ve toplantıda Üzeyir Bey’in bize miras bıraktığı bu güzel eser, büyük bir sevgi, coşku ve gururla icra ediliyordu.

Tanınmış bestekârımız Aydın K. Azim, “Azerbaycan Marşı”nı yüksek bir profesyonellikle, büyük bir ustalıkla, Üzeyir Bey’e derin bir saygı, millete ve halka sonsuz bir sevgiyle düzenleyerek orkestra ve koroya uyarlamaya çalışmıştı. Daha ilk dinleyişte eserin büyüsüne kapılmamak mümkün değildi; sanki yetmiş yıl boyunca milletimiz bu muazzam eserin hasretini çekmişti.

“Azerbaycan Marşı” çocuklardan yetişkinlere kadar herkesin ruhuna, canına ve kalbine işleyerek onlarda gurur ve övünç duygusu yarattı. Halkımızın sevgi, özlem ve muhabbetle karşıladığı bu marşın 17 Kasım 1989’dan 27 Mayıs 1992’ye kadar olan yolculuğu kolay olmadı. Tüm halkın sevgisine rağmen, marşın devlet marşı olarak kabulüne karşı çıkanlar da vardı.

Ben bu süreçlerin içinde olan biri olarak, marşımıza dair yaşanan olayları ve bildiklerimi, 35 yıl sonra ilk kez paylaşmaya karar verdim. 1992’de tüm zorluklara rağmen Milli Meclis’te “Azerbaycan Marşı” devlet marşı olarak kabul edildiğinde, bizler de bu hakkın sonunda elde edildiğini düşündük. Devletimizin yasama organı “Azerbaycan Marşı”nı resmileştirdi. Konuya nokta konuldu. Ancak, ne yazık ki, bu son değildi; kutsal marşımıza zaman zaman saldırılar oldu ve olmaya da devam ediyor. Bazı kişiler; Parlamento kürsülerinden, gazete ve dergi sayfalarından, radyo ve televizyon yayınlarından, marş hakkında gereksiz yorumlar yaparak gündem yaratma peşindeler.

Bu nedenle, “Azerbaycan Marşı ”nın yazıldığı zamandan 27 Mayıs 1992’de Milli Meclis’teki tartışmalara kadar geçen tarihi süreç hakkında topladığım bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Anlattığım olayların çoğundan ilk kez haberdar olacaksınız.

Marş Nedir?

Devlet Marşı, vatandaşlarda gurur ve ülkesine karşı saygı duygusu uyandıran; milli değerleri, gelenek ve görenekleri, halkın mücadele tarihini yansıtan ve vatanseverlik ruhunu taşıyan görkemli bir müzik kompozisyonudur. Devlet Marşı, bayrak ve armasına benzer şekilde, yüksek devlet organları tarafından resmen onaylanmış devlet sembollerinden biridir.

Marş (Himn) kelimesi, Latince ve Eski Yunanca’dan alınan hymnus kelimesinden türemiştir. Başlangıçta tanrıları, daha sonra kahramanları, kahramanlıkları veya önemli bir olayı öven şarkı anlamında kullanılmıştır.

Marş kelimesinin kökeni net olarak bilinmemektedir. Antik dönemde bazı bilim insanları, marşı “dokunmuş şarkı” anlamında, yani kelimelerin bir dokuma gibi bir araya getirilerek oluşturulduğu bir ifade olarak görmüşlerdir.

Ünlü Fransız dilbilimci Pyer Şantren, Yunanca himn kelimesinin etimolojisini açıklamak için yeterli veri olmadığını belirtir ve kelimenin Yunancadan önceki döneme veya Yunanca olmayan bir kökene sahip olduğunu öne sürer.

Görüşünü kanıtlamak için değerli bilim insanı şu örnekleri verir:

“Yunan kökenli olmayan ‘difiramb’ ve ‘elegiya’ sözcükleri de çeşitli metinlerin ritmik okunmasından doğmuş, sonradan şarkıya dönüşmüştür…”

Antik dönemde oluşan marş türü, sonraki edebi eserlerin ortaya çıkmasına güçlü bir etki yapmıştır. Hint edebiyatında Tanrılara adanan marşlar, sanatın kadim örnekleri olması açısından büyük öneme sahiptir. Akdeniz çevresindeki kültürlerde de marşlar, kadim edebiyatın önemli bir parçası olmuştur. Mısır ve Babil marşları, yüksek duygusallığı ve net imgeleriyle öne çıkar. Eski Yahudi marşları ise Babil marşlarına çok benzerdir.

Çin marşları ise kendine özgü bir forma sahiptir. Bu marşlarda gökyüzüne ve atalara övgü temel unsurdur. tutar. Çin şiirinde buna “oda” denir (Büyük ve küçük oda). Biçim ve içerik bakımından oda, ilahiye oldukça yakındır. Oda türlerinde eski hanedanların kurucularının kahramanlıkları tasvir edilir. Bazı oda-ilahiler ise savaş şarkıları olarak da kullanılmıştır.Yunan ve Roma edebiyatında marşlar hem Tanrılara hem de toplum önderlerine ve bayramlara adanmıştır. Yakın ve Orta Doğu edebiyatında ise marşa yakın olarak kaside türü yaygındır. 11. ve 12. yüzyıllardan itibaren tasavvuf şairleri eserlerinde kasideye özel bir yer ayırmıştır.

Klasik Azerbaycan şiirinde de kaside, şairlerimizin sıkça başvurduğu bir türdür. Bu türde birçok değerli eser bulunmaktadır. Antik çağlardan beri insan düşüncesinin mitik imgeler, duygular ve inançları yansıtan sanatsal üretimleri her zaman var olmuştur. Marş, insanlık tarihinin en eski sanatsal ifade biçimlerinden biridir. Zamanla marş, poetik ifade biçiminden poetik-melodik bir sanat formuna dönüşmüştür. Marşlar ve kasideler çoğunlukla görkemli, övgü dolu eserlerdir ve dini ayinlerde de geniş ölçüde kullanılmıştır. Orta Çağ’da monarklar ve krallıklar için marşlar yaratılmış ve bu görkemli eserler, devlet sembolü olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Marş, Devlet Sembolü Olarak Ne Zaman Kullanılmaya Başlandı?

En eski milli marş olarak Japonya’nın Kimi Ga Yo adlı marşı kabul edilir. Metni, Heian dönemi (794-1185) şiirlerinden alınmıştır. Heian dönemi, Japonya’da barış ve huzur dönemi olarak bilinir. Bu marşa ait müzik ise 1880 yılında bestelenmiştir.

Avrupa ülkeleri arasında ilk marş ise Hollanda marşı Het Wilhelmus’tur. Sözleri 1568-1572 yılları arasında Hollanda Devrimi sırasında yazılmıştır. Günümüzdeki melodisi ise 1626’da bestelenmiştir. Marş tarzında yazılmış bu eser, 17. yüzyılda halk arasında çok popüler olmuştur. 1932’de Het Wilhelmus, Hollanda’nın devlet marşı olarak resmiyet kazanmıştır.

Dünyaca ünlü marşlardan biri de Birleşik Krallık’ın marşıdır. İlk kez 1619’da “God Save Our Lord the King” (“İlahi, Kralımızı Koru”) adıyla icra edilmiştir. Bu marş, resmi devlet marşı olarak onaylanmasa da, kitlesel ve görkemli etkinliklerde, Kral’ın katıldığı törenlerde sürekli seslendirilmesiyle gayriresmi bir marş statüsüne sahiptir. Aynı şekilde Kanada’nın da Kraliyet marşı vardır.

“God Save Our Lord the King”, Birleşik Krallık dışında 20 ülkede de marş olarak icra edilmiştir. Bu ülkelerde aynı müziğe kendi dillerine ait sözler yazılmıştır. Örneğin; Rusya İmparatorluğu’nda Rusların Duası, ABD’de My Country, Almanya İmparatorluğu’nda Heil dir im Siegerkanz, İsviçre’de Rufst du mein Vaterland gibi. Daha sonra bu ülkelerin her biri kendi marşını yazmış ve resmi olarak kabul etmiştir. Lihtenştayn’ın Oben am jungen Rhein adlı eseri, hâlen Birleşik Krallık marşının müziğiyle icra edilmektedir.

Fransa devlet marşı Marseillaise ise ilginç bir tarihe sahiptir. 1792’de Claude Joseph Rouget de Lisle tarafından sözleri ve müziği oluşturulan Marseillaise, 1795’te Fransa’nın resmi devlet marşı olarak kabul edilmiştir.

Resmî devlet marşı olarak kabul edilen ilk eserlerden biri ise İspanya marşıdır. 1761’de yazılan Marcha Real (“Kral Marşı”), 1770’te resmi devlet marşı olarak kabul edilmiştir. Marcha Real’ın yazarı bilinmemektedir.

Birinci Dünya Savaşı öncesinde dünyada 59 devlet vardı. Savaş sonrası Avusturya-Macaristan, Osmanlı, Almanya ve Rusya imparatorluklarının çökmesiyle dünyanın siyasi haritası değişti ve yeni bağımsız ulusal devletler ortaya çıktı. Bağımsızlık ilan eden devletler, aynı zamanda bayrak, arma ve marş gibi devlet sembollerini de onayladılar.

Bazı ilginç bilgileri de burada paylaşmak yerinde olacaktır.

Devlet marşı genellikle devletin resmi diliyle icra edilir. Ancak bazı ülkelerde birden fazla resmi dil vardır. Örneğin İsviçre marşı Swiss Psalm dört resmi dilde (Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Romanşça) yazılmıştır.

Belçika devlet marşı (La Brabançonne / De Brabançonne / Das Lied von Brabant), üç dilde icra edilir: İlk kıta Hollandaca, ikinci kıta Fransızca, üçüncü kıta Almanca’dır. Nakarat ise üç dilde, her biri bir satır olacak şekilde söylenir.

Kanada devlet marşı O Canada başlangıçta Fransızca yazılmıştır. Günümüzde Kanada marşının İngilizce ve Fransızca olmak üzere iki farklı metni vardır. Bu metinler birbirinin çevirisi değil, birbirinden tamamen ayrı metinlerdir. Bir kıta Fransızca, bir sonraki kıta ise İngilizce olacak şekilde icra edilir.

İrlanda devlet himni (The Soldier’s Song) ilk olarak İngilizce yazılmıştır ve icra edilmiştir. Daha sonra metin İrlandaca’ya çevrilmiş olsa da, İrlandaca metin ülkenin resmi marşı olarak kabul edilmemiştir.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 11 resmi dil vardır ve bunların hepsi, üç şarkının birleşiminden oluşan marşta kendisine yer bulmuştur.

Bazı ülkelerin devlet marşları sözsüz, yalnızca müzik ile icra edilir. Örneğin, İspanya’nın Marcha Real marşı 1980’de Franco diktatörlüğünün sona ermesinin ardından sözsüz olarak icra edilmektedir. Kosova devlet marşı (Europe), başlangıçta Arnavutça olarak yazıldığı için siyasi ve etnik gerginlik nedeniyle sözsüz icra edilir.

Dünya ülkelerinin devlet marşları müzik tonları açısından da çeşitlidir. Birçok ülke marşı majör tonunda yazılmış olsa da, minör tonlu marşlar da oldukça fazladır. Mesela; Azerbaycan (Azerbaycan Marşı), Türkiye (İstiklal Marşı), Ukrayna (Şe ne vmerla Ukraina), Bulgaristan (Mila Rodino), İsrail (Hatikva), Romanya (Deşteapta-te, romane!), Kazakistan (Menin Qazaqstanım), Katalonya (Els Segadors), Fas (Cherifan himni), Kenya (Ee Mungu Nguvu Yetu), Slovakya (Nad Tatrou sa blyska), Irak (Mawtini), Nepal (Sayaun Thunga Phool Ka) minör olarak yazılmış marşlardandır.

Devlet marşının çalınma kuralları çoğu ülkede benzerdir. Genellikle resmi devlet törenlerinde, milli bayramlarda, askeri geçitlerde, festivallerde, spor etkinliklerinde ve benzeri durumlarda marşlardan istifade edilir. Yabancı ülke liderlerinin resmi ziyaretlerinde marşın icrası diplomatik protokolle belirlenir. Olimpiyat oyunlarında altın madalya kazanan sporcunun onuruna, temsil ettiği ülkenin marşı çalınır. Marşların spor müsabakalarında çalınması ilk olarak 1905’te, Rugby dalında Galler ve Yeni Zelanda milli takımlarının karşılaşması sırasında gerçekleşmiştir.

Bazı ülkelerde devlet başkanı tiyatroya veya sinemaya geldiğinde, gösteri veya film öncesi marş çalınır. Birçok ülkenin okullarında her gün ders başlamadan önce öğrenciler devlet marşını söyler. Bazı ülkelerde devlet televizyon ve radyo kanalları, sabah yayına başlamadan önce ve akşam yayın bitiminden sonra marş çalar.

Çoğu ülkede devlet bayrağı marş eşliğinde göndere çekilir. Bazı ülkelerde şehit düşen asker ve polisler, marş eşliğinde defnedilir. Her ülkede marş çalındığında insanlar ayağa kalkar ve marşa hep birlikte katılım sağlar.

Görüldüğü gibi, devlet marşı tüm dünyada bağımsızlığın, egemenliğin, mücadelenin, şerefli tarihin, milli değerlerin ve vatana-devlete olan sevginin simgesi olarak, bayrak ve devlet arması ile birlikte saygıyla karşılanır. Her millet, bayrağı ve marşıyla gurur duyar. Bahsedilen örneklerden de görüldüğü üzere, bazı ülkeler orta çağdan kalma marşlarına dahi hâlen büyük bir saygı göstermektedir. Yazan kişi belli olmasa bile, marşlar, halk ve millet için kahramanlık ve birlik simgesi olarak yüzyıllarca korunur ve yaşatılır.

“Azerbaycan Marşı”nın 70 Yıl Sonra Vatanına Dönüşü

Üzeyir Hacıbeyli’nin Azerbaycan Marşı eseri 1980’li yıllarda vatanına nasıl geri döndü? Bunun gerçekleşmesinde kimlerin katkısı oldu? Bu kutsal eseri halkımıza yeniden kazandıranlar kimlerdi? Yahut marşımıza karşı çıkanlar kimlerdi ve neden marşımıza direniş gösteriyorlardı? Marşımıza dair ortaya çıkan keskin tartışmaların sebebi neydi? Azerbaycan Marşı, 27 Mayıs 1992’de Milli Meclis’te gündem olmasına ve devlet marşı olarak onaylanmasına kadar hangi süreçlerden geçti? Marşa dair yapılan birçok tartışmanın tanığı ve gelişen olayların bir parçası sıfatıyla; tüm bu sorulara ilk defa cevap verme ve bildiklerimi, gördüklerimi yazma kararı aldım. Aradan yaklaşık 40 yıl geçmesine rağmen tüm olaylar hafızama derin bir şekilde kazınmış vaziyette. Bu yaşananları, gördüklerimi ve bildiklerimi sistemli bir şekilde sizlerle paylaşmak istiyorum.

Üzeyir Bey’in iki bilinmeyen marşı hakkında ilk bilgiyi Azerbaycan televizyonunda, Dalğa programında duydum. Dalğa programı çok popüler ve sevilen bir yayındı. Her bölümünü heyecanla beklerdik. Programı rahmetli Osman Mirzayev ve İlgar Elfioğlu sırayla sunuyordu.

1988 yılının Mart-Nisan aylarında Dalğa programının bir bölümünde Osman Mirzayev’in konukları edebiyat bilimci Rafiq Zeka Xendan ve ünlü besteci Cahangir Cahangirov’du. Rafiq Zeka, Türkiye’den yeni........

© dibace.net