menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Erzurum Kongresi: Önemli Bir Bölgesel Kongre

6 0
23.07.2025

Erzurum Kongresi’nin iki büyük özelliği vardır:
Birincisi Mustafa Kemâl Paşa’ya liderlik yolunu açması,
ikincisi de daha sonra Sivas Kongresinde
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin
aynen benimseyecek olduğu müdafaa-i hukuk prensiplerini
ve teşkilat tüzüğünü hazırlamış olmasıdır.

Giriş…

Bu makalenin konusunu her ne kadar bölgesel bir kongre olsa ve amaçları da başlangıçta bölgesel amaçlarla sınırlı olsa alınan kararlar ve sonuçları itibarıyla “millî” denebilecek bir kongre olan Erzurum Kongresi ve önemini okuyucularla paylaşmaktır.

İşgâller ve Bölgesel Kurtuluş Çareleri…

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan mağlûben çekilirken imzaladığı Mondros Mütarekesi (30.08.1918) ile birlikte tüm ülkede olduğu gibi Erzurum ve çevresinde de millî hareketler oluşmaya başlamıştı. Mütâreke’nin hemen ardından (İtilaf Devletlerinin, Osmanlı ülkesinde güvenliklerini tehdit edecek herhangi bir stratejik noktayı işgâl etme hakkına sahip olacaklarına ilişkin 7. maddesi kapsamında) Türk toprakları mesnetsiz gerekçelerle yer yer işgâl edilmeye başlanmıştı. Türk topraklarını kendi aralarında paylaşmış olan İtilaf Devletlerinin Batı Anadolu’yu Yunanlılara, Doğu Anadolu’yu da Ermenilere verme ve Doğu Karadeniz’de de yönetiminde Rumların başat durumda olduğu bir Pontus [1] Devleti oluşturma fikir ve faaliyetleri Türk milletinin büyük tepkisini de beraberinde getirmiş, bunun üzerine ülkenin diğer bölgelerinde olduğu gibi Doğu Karadeniz’in ve Doğu Vilâyetlerinin anavatandan koparılma ihtimâline karşı bölgesel savunmayı amaçlayan Müdafaa-i Milliye-i Hukukiye (Millî Hukukun Müdafaası) Cemiyetleri (MMHC) kurulmuştu. Bu cemiyetlerden birisi de İtilaf Devletleri tarafından Doğu Anadolu’nun Ermenilere verilmesi ve anavatandan koparılması ihtimâline karşı merkezi İstanbul olmak üzere 2 Aralık 1918 tarihinde kurulan (ve sorumluluk sahası Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Van, Bitlis ve Elazığ’dan oluşan) Vilâyât-ı Şarkiyye-i (Doğu Vilâyetleri) Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti (MHMC) idi. Bu Cemiyetin Erzurum şubesi de 10 Mart 1919 tarihinde Erzurum’da açılmıştır.

Güneybatı Kafkasya ve Elviye-i Selâse’deki Gelişmeler…

Mütâreke sonrasında meydana gelen bu önemli gelişmeler esnasında Güneybatı Kafkasya’da Elviye-i Selâse (Kars, Ardahan ve Batum) ve bu coğrafyaya mücâvir alanlarda da önemli gelişmeler oluyordu. Mütâreke’nin (Kuzeybatı İran’da ve Güney Kafkasya’daki Osmanlı kuvvetlerinin ivedi 1914 yılındaki savaş öncesi sınırlarına çekilmesine yönelik ) 11. maddesi gereği Elviye-i Selâse bölgesi Osmanlı Devleti’nin elinden çıkacak olmakla birlikte bölgenin en azından Türklerin elinden çıkmaması için bölgedeki Türkler tarafından bu bölgede isimlerinde “Şûra” kelimeleri yer alan değişik hükûmetler kurulmuş, 2 Aralık 1918’ta Kars’ta (Ordubad, Nahçıvan, Kamerli, Sürmeli, Serdarabad, Doğu Şuregel, Ahılkelek, Ahıska, Kars ve Ardahan topraklarını içerecek şekilde) “Millî İslam Şûrâsı Hükûmeti” kurulmuş, adı geçen hükûmet 17 Ocak 1919 tarihinde “Güneybatı Kafkas Geçici Millî Hükûmeti” olarak ismini değiştirmiş ve aynı gün “Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti” de ilan edilmiş, bu genç Cumhuriyet, bölgede, İngilizlerin de kendilerine destek verdiği Gürcülere ilaveten Ermeniler ile de mücâdele etmiş, 12 Nisan’da Kars, İngilizler tarafından işgâl edilerek adı geçen Hükûmet ve Cumhuriyet yıkılmış, 30 Nisan’da da Kars’ın yönetimi İngilizler tarafından Ermenilere devredilmiştir.

Vilâyât-ı Şarkiyye Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyeti…

Kars’ın Ermeniler tarafından işgâli, Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC Erzurum Şubesinin çalışmalarını daha da kamçılamış ve şehir içindeki teşkilatın sancaklara [2] ve kazâlara yayılarak, savunma fikrinin köylere kadar götürülmesine, bütün şark vilâyetlerinin aynı fikir etrafında birleştirilmesine ve mutlaka ordudan da yardım alınmasına karar verilmişti. Nisan ayında yapılan toplantıda Hoca Raif (Dinç) Efendi, Cemiyetin Erzurum Şubesinin Yönetim Kurulunun başkanlığına getirilmiş ve yeni bir teşkilat nizamnâmesi oluşturulmuş, hazırlanan bu yeni nizamnâme ile İstanbul’daki cemiyetin amaçları aşılmıştı. Zira, İstanbul’daki cemiyet Ermeni iddialarını çürütmeyi ve fikrî mücâdeleyi öngörürken, Cemiyet’in Erzurum’daki Şubesi tarafından alınan kararlarla Millî Mücâdele hedeflenerek, bu amaçla 50 kişilik de Heyet-i Faale (Aktif Heyet) oluşturulmuştu. Böylece Erzurumluların iradesi tek bir noktada toplanmış bulunuyordu. O da “düşmana hiçbir şey vermemek ve düşmanı ülkenin her yerinden atmak”tı.

Ortak Bir Kongre İçin Sürdürülen Çabalar…

Bu gelişmelerle eşzamanlı olarak 12 Şubat’ta da merkezi Trabzon olan, Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti (MHMC) kurulmuştu. Bu cemiyetin amacı da Karadeniz sahilleri üzerindeki yabancı emel ve istilâlarına karşı koymaktı. Özellikle İtilaf Devletleri’nin kışkırtmaları sonucu Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde yaşayan azınlık durumundaki Rumlar ile çoğunluğu Karadeniz’in kuzey (Rus) sahillerinden Anadolu’ya gelmiş olan silahlı Rum çeteleri, hayalî bir Pontus devleti kurmak için Doğu Karadeniz’deki yerleşim merkezlerinde her türlü terör ve asayişsizliğe sebep oluyorlardı. Trabzon MHMC, 23 Şubat’ta vilayetteki ilk kongresini yaparak bölgede köylere kadar millî teşkilatlanmayı sağlayacak kararlar almış, 28 Mayıs’ta gerçekleşen ikinci kongresinin en önemli kararı ise 29 Mayıs’ta alınan karara göre her türlü işgâle karşı silahlı teşkilat yapmaya ve Vilâyât-ı Şarkiyye ile ilişkilerin kurulmasına karar verilmişti. Trabzon MHMC bu karar gereğince 30 Mayıs’ta Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC’nin Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Van, Bitlis ve Elazığ Şubeleri ile Erzurum Belediye Başkanlığına bir telgraf göndererek Trabzon Vilâyeti ile Vilâyât-ı Şarkiyye’nin ortak bir kongre yapmalarını teklif etmiş, eşzamanlı olarak 30 Mayıs’ta Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC de Trabzon MHMC’ye gönderdiği bir telgrafla ortak bir kongre yapmayı teklif etmişti. Böylece her iki cemiyetin birbirlerinden habersiz olarak ortak bir kongre yapmak konusunda mutâbık oldukları anlaşılır. Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC Erzurum Şubesi 31 Mayıs’ta Erzurum’un komşu illeri ile Erzincan’a, Trabzonlu kardeşleri ile birlikte yapmayı düşündükleri kongre için çağrıda bulunularak Ermeni zulmüne mâruz kalıp mahvolmamak için birleşme ve iş birliği yapılması talep edilmiştir.

Kâzım Karabekir Paşa’nın Erzurum’a Gelmesi ve Sinerji…

Cemiyetin Erzurum Şubesi ile Trabzon Vilâyeti arasında yapılan bu yazışmalarda 5 Nisan’da 15. Kolordu Komutanlığına tayin edilen ve 3 Mayıs’ta da Erzurum’a gelmiş olan Kâzım Karabekir Paşa da adı geçen şubenin çalışmalarına destek vermiş, fikir ve teşvikleri olmuştur.

Kâzım Karabekir’in Erzurum’a gelişi ile birlikte, Cemiyetin Erzurum Şubesinin faaliyetlerinin daha aktif hâle getirilmesi açısından aranılan lidere de kavuşulmuştu. Kâzım Karabekir Paşa, Erzurum’a geldikten hemen sonra 9. Tümen Komutanı Albay Rüştü Bey ile görüşmüş ve Erzurum’daki diğer çalışmalar hakkında da bilgi almıştır. 4 Mayıs’ta Cemiyetin Erzurum Şubesinin üyeleri ile görüşmüş, (her ne kadar Mütâreke gereği ise de) silahların İtilaf Devletleri temsilcilerine teslim edilmeyeceğini ifade etmiş, Hoca Raif Efendi ile yaptığı konuşmada da “Ben buraya Erzurum’un doğusunda iş görmeye geldim. Ben, Erzurum’un doğusunda kaldıkça, Erzurum’a yabancılar hâkim olamaz. Fakat asıl mesele memleketin istiklâlini ve elimizden bir karış yer vermemeyi temin etmektir…” diyerek şehirdeki teşkilatlanmada önemli bir görev üstlenmiştir.

Komutanların Düşünce Birliğine Vardıkları Hususlar…

Diğer yandan Mustafa Kemâl Paşa, daha Anadolu’ya geçmeden İstanbul’da Ali Fuat Paşa ve Kâzım Karabekir Paşa ile buluşarak, Anadolu’da bir millî direniş kurulması için bazı esaslar üzerinde görüşmüş ve Doğu Anadolu’da bir millî hükûmet kurmak suretiyle vatanın kurtarılması konuları üzerinde düşünce birliğine varmıştı. Mustafa Kemâl Paşa esasında Anadolu’da başlatacağı millî hareketi halka mal etmek ve bunu bir halk hareketi olarak göstermek isterken planını hatasız bir şekilde tespit etmişti. Bir yandan 21 Mayıs’tan itibaren kolordu komutanları ile temas kurarken diğer yandan da ülkedeki millî teşkilatların durumunu tespit etmeye çalışmıştır. Müfettişlik bölgesindeki valiliklerden ve mutasarrıflıklardan Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC hakkında bilgi isteyerek, Cemiyetin teşkilat kurduğu yerleri, belli başlı kurucularını, temsilcilerini ve birbiriyle olan irtibatlarını tespit etmeye çalışmıştır.

Havza Genelgesi’nin Erzurum’daki Yansımaları…

Mustafa Kemâl Paşa bütün bu ön hazırlıkları gerçekleştirirken, Cemiyetin Erzurum Şubesi, Mustafa Kemâl Paşa tarafından 28 Mayıs’ta yayımlanan Havza Genelgesi gereği İzmir’in Yunanlılar tarafından işgâlini protesto etmek için büyük bir miting düzenlemiş, mitingde bir konuşma yapan Albayrak Gazetesi Müdürü Cevat (Dursunoğlu) Bey, Doğuda Ermeni istilâsı tehlikesine karşı da yegâne çarenin saldırgana silahla karşı koymak olduğunu belirtmiştir.

Erzurum’da Kongre’ye Doğru…

30 Mayıs’ta alınan karar gereğince, Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC’nin Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Van, Bitlis ve Elaziz şubeleri, Erzurum Belediye Başkanlığına bir telgraf göndererek, Trabzon Vilayeti ile Vilâyât-ı Şarkiyye’nin ortak bir kongre yapmalarını teklif etmiştir. Aynı teklif 30 Mayıs’ta Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC tarafından, Trabzon MHMC’ye yapılmış ve ortak bir kongre talebinde bulunulmuştur.

Albayrak Gazetesi Müdürü Cevat Bey’in Hâmiyetli Çabaları…

Bir yandan kongre hazırlıkları yapılırken, diğer yandan da Albayrak Gazetesi Müdürü Cevat Bey, MHMC ve Belediye Başkanı İstanbul’da İngiliz siyasî temsilcisine, Amerika, Fransa ve İtalya siyasî temsilcileri ile basın derneklerine de bir telgraf göndererek İzmir’de Yunanlıların yaptıkları zulümlere son verilmesini istemişlerdi.

Heyet-i Faale’nin Ermeni Tehdidine Karşı Erzurum’daki Çabaları

Cemiyet tarafından oluşturulan Heyet-i Faale’nin 6 Haziran’daki toplantısında ise, her mahâlleye basılı belgeler gönderilerek, Ermenilerden görülen zulüm ve katliamların tespiti kararlaştırılmış, valiye başvurularak halka açık toplantı yapılması istenmiştir. Hüseyin Avni (Ulaş) Bey’in başkanlığında yapılan daha sonraki toplantıda ise, Avrupa Devletlerinin kendilerine iyi bakmadığı belirtilerek, ayakta kalabilmenin yegâne çaresinin halkın fikir birliği içinde bulunması gerektiği vurgulanmıştır.

Paris Barış Konferansındaki Gelişmelere İlişkin Erzurum’daki Kaygılar…

Cemiyet, diğer yandan İstanbul’daki siyasî gelişmeleri de yakından takip etmiş, Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın barış görüşmeleri Paris’te çalışmalarına devam etmekte olan barış konferansına gitmeye hazırlandığı sırada 7 Haziran’da oy birliği ile aldığı bir kararı Sadrazamlığa bildirmişti. Buna göre, Doğu Anadolu’da Ermeni isteklerinin yersiz olduğu belirtilerek, hak iddiasında bulunmaları ihtimâline karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulanmış, Ermeni özerkliği veya mandası gibi çözümlerin Erzurumlular tarafından asla kabul edilmeyeceği belirtilmişti.

Erzurum Kongresine Giden Yolda Önemli Bir Aşama: Erzurum Vilâyet Kongresi…

Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC’nin, Erzurum Kongresi öncesi yaptığı en önemli faaliyet şüphesiz ki 17 Haziran’da toplanan Erzurum Vilâyet Kongresi idi.

Yaşan süreçte 17 Haziran’da sancak ve kazâlardan gelen yirmi bir delegenin katılımı ile Erzurum Vilayet Kongresi toplanmış ve beş gün devam etmiştir.

Başkan Hoca Raif Efendi’nin nutkuyla açılan kongrede on sekiz sayfalık gizli bir rapor kabul edilmiş, raporda ülkenin içinde ve dışında yayılan Ermeni propagandasından ve yapılan icraatlardan bahsedilmiş ve Wilson Prensiplerinin dikkate alınmadığı, bölge halkının arasına ayrılık tohumları ekildiği üzerinde durulmuştur. İşgâl tehlikesi karşısında diğer altı vilayetle de birleşilerek karşı konulması ve vatanın birliğinin korunması esasında birleşilmişti. Osmanlı camiasından ayrılmayarak, Osmanlı Hükûmeti oraları terk etse bile, vilayetlerdeki Müslüman halkın son ferdi ölünceye kadar vatan topraklarını müdafaa etmek fikri kabul edilmiş, Doğu Anadolu’nun ikinci bir Kırım olmayacağı özellikle vurgulanmış, bunun için her türlü fedakârlığın göze alınacağı ifade edilmiş, ayrıca Ermeni saldırısına karşı her türlü fedakârlığın yapılarak karşı konulması, bekçi teşkilatı oluşturulması, kooperatif ve şirketler gibi iktisadi teşkilat yapmayı, savaşta kapanmış okulların açılması da karar altına alınmıştır. Böylece daha sonra yapılacak olan Erzurum Kongresi’ne giden yol da burada başlatılmıştır.

Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC’nin Erzurum Şubesinin hazırladığı 17 Haziran 1919 tarihli raporda; Wilson Prensiplerinin özellikle Osmanlı Devleti’ni ilgilendiren (“Osmanlı imparatorluğunda Türklerin oturdukları ve çoğunluk sağladıkları bölgelerin bağımsızlığının sağlanması, Türk egemenliği altında bulunan diğer unsurlara da özerk bir gelişme için tam ve engelsiz bir fırsatın sağlanması, …” şeklindeki) 12. maddesine gönderme yapılarak, bu maddenin uygulanmadığı, Ermenilerin Anadolu’da Türklere yaptıkları mezâlim hatırlatılarak Vilâyât-ı Şarkiyye’de tarih, nüfus, arazi, mülkiyet ve servet esasına dayalı, geniş ve açık bir şekilde tarihî ve hukukî haklarımız olduğu, bölgede Türk ve Kürt ahâliden oluşan İslam çoğunluktan başka hiçbir kuvvetin hâkim olamayacağı belirtilmekteydi.

Başkanı Hoca Raif Efendi olan Vilâyât-ı Şarkiyye-i MHMC Erzurum Şubesi tarafından Vilâyet Kongresi’ne sunulan gizli suretteki on sekiz sayfalık ikinci raporda; Vilâyât-ı Şarkiyye’de, Ermenilerin, İtilaf Devletlerinin telkinleri ve şahsî menfaatlerini düşünen kişilerin, zararlı propagandalar yaptıkları, yapılan propagandalarının amacının bölgede Türklük-Kürtlük meselesi çıkartmak, İstanbul siyasetinin Anadolu’yu ihmâl etmesini bütün Türklere mal ederek Türkler ile Kürtlerin arasını açmak, bir Kürt Devleti kurmak perdesi altında Türk ve Kürt gençlerinin dayanışmasını engellemek, çeşitli sebeplerle Türkler ile Kürtleri birbirine düşürerek azınlıkta olan Ermenilerin hâkimiyet kurmalarını sağlamak için zaman ve fırsat yaratılmaya çalışıldığı detaylı bir şekilde açıklanmaktaydı.

Erzurum Vilayet Kongresi Kurulu, Sadrazama ve Paris’teki Delege Başkanı Damat Ferit Paşa’ya çektiği telgrafta, doğu illerinin yurttan koparılamayacağını bildirmiş ve bu kararın Paris Barış Konferansı’nda duyurulmasını da istemiştir.

Kongre Zamanının Belirlenmesi…

Erzurum’da bölgesel bir kongre yapılmasına ilişkin hazırlıklardan haberdar olan 3. Ordu Müfettişi Mustafa Kemâl Paşa, Amasya’dan Kâzım Karabekir Paşa’ya yazdığı mektubunda, Erzurum Kongresi için yapılan girişimi olumlu karşıladığını söylemiştir.

Erzurum Vilâyet Kongresinin ardından Vilayât-ı Şarkiyye-i MHMC ve Trabzon MHMC arasında yapılan telgraf görüşmeleri sonucu her ne kadar Erzurum Kongresi’nin 10 Temmuz 1919 tarihinde toplanması kararlaştırılmış ise de birkaç vilâyet delegesinin 10 Temmuz’da Erzurum’a yetişemeyeceklerini bildirmeleri üzerine Kongre tarihi 23 Temmuz’a ertelenmiştir. Nihaî kongre tarihi olarak 23 Temmuz’un seçilmesinin sebebi ise 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet’in ilan edilmiş olmasıydı.

İngiliz Belgelerine........

© dibace.net