menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anafartalar

25 0
25.08.2025

“Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
…………
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe!” desem, sığmazsın.”

Mehmet Âkif Ersoy, Çanakkale Şehitlerine

Giriş

Dibace.net sitesinde 17 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanmış olan “Gelibolu’da Kanlı Günler” başlıklı makalemde (https://www.dibace.net/irfan-paksoy/geliboluda-kanli-gunler/) tarihî yarımadada Çanakkale Cephesinde 18 Mart 1915 tarihinde Müttefik Deniz Filosu tarafından yapılan ve hezimetle sonuçlanan deniz harekâtından 13 Temmuz 1915 tarihinde gerçekleşen II. Kerevizdere Muharebesi’ne kadar olan kanlı muharebeler ve gelişmeler ele alınmıştı. Bahse konu makalenin bir anlamda devamı addedilebilecek bu makalede de Ağustos 1915 ayında İngilizlerin takviye edilmiş kuvvetleri ve taarruzlarıyla başlayan I. ve II. Anafartalar Muharebelerinden bahsedilecektir.

Savaşın başı ve Batı Cephesinde kilitlenme

I. Dünya Savaşı’nın başlamasından (28.07.1914) bir buçuk ay sonra Fransa’yı işgâl etmek isteyen Alman ordularının Marn Muharebesi’nde (06-10.09.1914) İngiliz – Fransız Müttefik Kuvvetleri karşısında yaşadığı yenilgi üzerine Marn nehri gerisine çekilerek bu hat boyunca tertiplenmeleri ve savunma bölgeleri kurması sonucu Batı Cephesindeki durum zaman zaman siper muharebeleri ile devam edecek şekilde adeta kilitlenmişti.

Çanakkale Boğazı’nın denizden zorlanması

İngiltere Savaş Bakanı Mareşal Kitchener, Batı Cephesi’nde devam eden siper savaşlarından sonuç alınamayacağını görünce, Çanakkale’nin denizden zorlanmasının uygun olacağına ve Boğazların da denizden zorlanarak geçilebileceğine kanaat getirmişti. Her ne kadar Churchill, Kitchener ve kimi muhatapları Çanakkale Boğazı’nın denizden zorlanarak geçilebileceğine kanaat getirmişler ise de Çanakkale Boğazı’nı denizden zorlayarak geçmek gerçekten mümkün olabilir miydi? Bunu da yaşanan tecrübeler gösterecekti.

Çanakkale Boğazı’nı denizden geçmek üzere on atı adet İngiliz ve Fransız savaş gemisinden oluşan kudretli Müttefik Donanması tarafından 18 Mart 1915 tarihinde gerçekleştirilen deniz harekâtı Müttefik Donanması açısından tam bir hezimetle, Türkler açısından da şanlı bir zaferle sonuçlandı.

İngiltere’de hükûmet değişikliği

Çanakkale’deki deniz harekâtının Müttefikler açısından hezimetle sonuçlanması İngiliz Hükûmetinde de değişikliğe sebep olmuş, iktidardaki Liberal Parti 25 Mayıs’ta, Kabineye, Muhafazakâr Partiden de üyeler alarak tabanını genişletmiş ve bir koalisyon hükûmetine dönüşmüştü.

Gelibolu’ya çıkarma ve kara harekâtı yapılmasına karar verilmesi

İngiliz Savaş Bakanlığı Çanakkale Boğazı’nın tekrar denizden zorlanmaktansa bir sefer kuvveti oluşturarak Gelibolu Yarımadası’nın karadan zorlanarak geçilmesi yoluyla Osmanlı Devleti’nin başkentinin işgâl edilerek savaş dışı bırakılmasına karar vermiştir. Gelibolu Yarımadasında yapılması planlanan çıkarma ve ardından da yapılacak olan kara harekâtına İngilizlerin Akdeniz Sefer Kuvveti Komutanı Korgeneral Ian Hamilton komuta edecekti. Hamilton’ın komuta edeceği Müttefik kuvveti çoğu ANZAK [1] ve İngiliz birliği ile bir tümeni de Fransızlardan oluşan toplam 80.000 kişilik bir kuvvetti. Bu kuvvetten yardımcı unsurlar çıkarıldığında geriye 50.000 kişilik bir muharip kuvvet kalıyordu

Gelibolu’yu savunmak üzere kurulan 5. Ordu

Bu gelişmeler üzerine Harbiye Nâzırı Enver Paşa da Çanakkale Boğazında arttırılan hazırlıklara ilaveten 26 Mart’ta Osmanlı Ordusunda Alman Askerî Islah Heyetinin Başkanı ve 1. Ordu Komutanı olarak bulunan Mareşal Sanders’i 24 Mart’ta Gelibolu’yu savunmak üzere kurulan 5. Orduya komutan olarak atadı. 5. Ordu, Gelibolu kıyılarını Müttefik Kuvvetler’e karşı savunacaktı. 1. Orduya bağlı 3. Kolordu da iki tümeniyle Saros kıyısında, bir tümeniyle de Yarımada’nın güneyinde bulunuyordu. Yarbay Mustafa Kemâl Bey komutasında 5. Ordu ihtiyatı olarak bulunan 19. Tümen de Maydos (Eceabat) kuzeyindeydi. Anadolu kıyısında da Asya Grubu adıyla Alman General Weber komutasında 3. ve 11. Tümenler vardı.

Kara harekâtının başlaması

25 Nisan’da General Hamilton komutasında Gelibolu Yarımadasına Müttefik Kuvvetlerin çıkarma harekâtı başladı. İngiliz çıkarma birlikleri denizden gelen topçu ateşiyle de destekleniyordu. Çıkarma harekâtının ardından da kara harekâtı başladı. Müttefikler çıkarma harekâtı sonucu Boğazın (Asya tarafında) Kumkale, (Gelibolu Yarımadasının da güneyinden kuzeye doğru) Seddülbahir, Teke Burnu ve Anzak Koyuna hattında toplam beş ayrı bölgeye toplam 75.000 kişilik bir kuvvet çıkardılar. Çıkarma harekâtı yapıldığı gün Türk birlikleri Müttefiklere ağır kayıplar verdirdiler.

Mareşal Sanders, 25 Nisan akşamından itibaren diğer bölgelerdeki Türk birliklerini Arıburnu ve Seddülbahir Cephelerine kaydırmaya başlar. 26 Nisan’dan itibaren de Yarımada’nın birçok yerinde kanlı muharebeler yapılmaya başlar. Müttefik Kuvvetleri, Nisan – Temmuz döneminde Yarımada’yı ele geçirmeye kalkışmışlarsa da........

© dibace.net