PUşkin Yazıları-IV: Riga Oteli’nde Puşkin’siz Bir Rüya
Ne zamandan beridir bir Puşkin tutturmuş gidiyoruz ama, belki şu an, şimdiye kadar fırsat bulup onun hakkında herhangi bir bilgi edinememiş bir okuyucuyla karşı karşıya olduğumuzu düşünmüyoruz. Galiba, bilmeyenler için -bilenlerden af dileyerek- kısa bir Puşkin biyografisi denemek hiç de fena olmayacak.
Modern Rus edebiyat dilinin kurucusu, gerçekçi anlatım tarzının öncüsü sayılan Aleksandar Sergeyeviç Puşkin, 6 Haziran 1799 yılında Moskova’da dünyaya gelir. Babası Sergey Lvoviç Puşkin, mâlikâne sahibi eski bir Rus aristokratı, annesi Nadeşta Osipovna, Deli Petro’nun birkaç önemli adamından biri olan Abraham Hannibal’ın torunu… Bu nokta, yani Abraham Hannibal’ın kimliği, ileride Puşkin’in bazı eserlerini ele alırken girişeceğim sosyo-psikolojik vurgulamaların iyi anlaşılması açısından bence önemli. O yüzden burada, küçük bir ayrıntıya parantez açmak, galiba kaçınılmaz.
Henüz birkaç yaşında bir çocuk olan Abraham’ın (gerçekte, İbrahim) Eritre’nin Mağrib ırmağı kıyısında yaşayan zenci derebeylerinden biri olan babası, o bölgeyi ele geçirmek üzere ilerleyen Türk (Osmanlı) ordularına karşı savaşırken ölür. Ailenin bütün bireyleri, Istanbul’a gönderilmek üzere bir gemiye bindirilirler. İbrahim’in ablalarından biri, kaçıp kurtulmak için denize atlar; ancak boğulur. İbrahim, padişah sarayına alınır. O yıllarda Avrupa saraylarında zenci çocuk bulundurma modası yaygındır. I. Petro, her şeylerini taklit ettiği Avrupalıların bu modasından da geri kalmak istemez. İstanbul’a gönderdiği adamlarından birine, kendisine mutlaka bir zenci çocuğu getirmesini emreder. Adam, Osmanlı saray ağalarından birini satın alarak sekiz yaşına ulaşmış olan İbrahim’i ele geçirir ve derhal Rusya’ya kaçırır. Deli Petro, bu katran renkli, sarkık dudaklı, yuvarlak gözlü, kıvır kıvır saçlı şeytan yavrusundan çok hoşlanır. Onu Vilna’da vaftiz ettirir. Kendisi vaftiz babası, Polonya kraliçesi ise vaftiz annesidir. Deli Petro, ona kendi adını verir: Peter… Ne var ki o, bu adı kabullenmez ve ölümüne kadar İbrahim Petroviç ismini kullanır. Daha sonraları, 1730 yılında kendisine bir isim daha alır: Hannibal! Petro’nun küçük zenciye karşı ilgisi bir süre sonra azalır ve İbrahim, sıradan bir uşak olarak sarayda hizmete koşulur. Ama o cin gibi bir çocuktur; ne yapar eder ve ilkin çarın oda hizmetçiliğine, sonra özel sekreterliğine yükselir. Petro, 1717 yılında Avrupa’ya yaptığı ikinci resmî geziye onu da götürür. Kendisinden Paris’te kalmasını ve askerî mühendislik öğrenmesini ister. İbrahim’in Paris yıllarını „Büyük Petro’nun Zencisi“ isimli düz yazısında ayrıntılı bir şekilde anlatan Puşkin’e göre o, Fransa’da sadece bilgi değil, özellikle kadınlardan bol bol „ilgi“ de toplar; hatta evli bir kontesle yaşadığı aşkın meyvesinin beyaz mı, siyah mı olacağı tartışmaları Paris salonlarının önemli konuları arasına girer. Kontes, kendisiyle aynı günlerde doğum yapacak fakir bir kadına büyük paralar vererek, bebeklerini (eğer kendisininki zenci çıkarsa) değiştirmeyi kabul ettirir. (Öyle de olur!) İbrahim, yedi yıl sonra çoğu mühendislik bilgileri........
© dibace.net
