Hep Bir Şeyler Eksik…
“Bir küçük insan zerresi halinde bu sabah, bütün insanları, çocukları, kuşları, yemişleri, sefilleri ve açları beyhude bir sevgiyle seviyor; kederlenmeye zaman kalmadan birdenbire bir sıçrayışla ayağa kalkıyorum. İlk vapuru karşılamaya koşuyorum. Ve bekliyorum. İlk vapurdan bin bir yabancı çıkıyor. Bir dost çehresi bulamıyorum. Bir şeyler anlatmak ihtiyacındayım. Vapurdan kimseler çıkmayınca kaleme kâğıda sarılıyorum…” S.Faik / Sarnıç
Ah hepimiz biraz, ustanın, bir şeyler anlatmak ihtiyacındaki hâli değil miyiz? Bu çırpınışlar, bu hayali aşklarda hayal sevgililer yaratmalar, hiç tanımadığımız insanlar için bir şeyler karalayıp onlara; daha umutlu, daha mavi, daha güzel bir dünyada buluşma sözü verircesine kalbimizi sonuna kadar açmıyor muyuz? Bir kaos dünyadan, çocukluğumuzda kalan o ipek ülkeye kaçmak, annelerimizin nasırlı ellerini yüzümüze sürmek, babalarımızın biraz tehditkâr ama en çok sevgiyle kalkan kaşlarının kaç derecelik açı yaptığını yeniden merak etmek, o kayıp iklimde kalan öbür yarımızı arayıp bulup eksikliğimizi........
© dibace.net
