menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Algı imparatorluğu

8 0
monday

Bazı güçler vardır ki kılıçla değil kelimelerle, tanklarla değil düşüncelerle yürürler. Ne gece karanlığında darbe gibi gelir ne de bir sabah muhtıra gibi kapınıza dayanır. O güç, adım adım hayatımıza sızar. Bakışlarımızı, değerlerimizi, alışkanlıklarımızı, hatta hayallerimizi şekillendirir. O gücün adı toplum mühendisliğidir.

Toplum mühendisliği bir toplumun düşünce yapısını, davranışlarını ve algılarını bilinçli şekilde yönlendirme çabasıdır. En eski yönetim tekniklerinden biridir aslında. Antik Roma’nın halkı yatıştırmak için 'panem et circenses' politikası bunun en çarpıcı tarihsel örneklerindendir.

Orta Çağ’da dini dogmalar, kitlelerin dünyayı algılama biçimini yöneten en etkili araçtı. Fransız Devrimi sonrasında ulus devletlerin yükselişi ile birlikte eğitim sistemleri ise yeni kimlikler inşa etmek için kullanıldı.

Tarihin her sayfası bu görünmez savaşın izleriyle doludur.

Bugün toplum mühendisliği daha rafine, daha sessiz, ama çok daha güçlü bir halde karşımızda. Artık meydanlarda değil ekranlarda, algoritmalarda, haber akışlarında ve sosyal medya etkileşimlerinde vücut buluyor. Bugün sözün yerini veri almış durumdadır. Propaganda pankartlarla değil, trendler ve akışlar üzerinden yapılıyor.

Günümüzde kitle psikolojisi kitaplardan laboratuvarlara taşındı. Artık insan davranışı ölçülebiliyor, tahmin edilebiliyor ve doğal olarak da yönlendirilebiliyor. Bir ülkedeki siyasi kutuplaşma, tüketim alışkanlıkları, hangi dizinin izlenmek istendiği, hangi sloganın peşinden gidildiği... Gerçeğin kendisinden çok, bize gösterilen gerçek konuşur oldu.

Elbette toplum mühendisliği sadece karanlık bir manipülasyon aracı değildir. Bazen ilerleme de ister. Cehaletle mücadele eder, toplumsal barışı korur. Atatürk’ün Cumhuriyet reformları buna en........

© Denge