menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SESSİZ FELÂKET...

13 1
15.07.2025

"Kibir ve Enaniyet"; görünmeyen ama derinden hissedilen iki büyük sesziz felakettir. İnsan ne zaman kendini merkeze koyar, ne zaman “ben” demeyi “biz”in önüne geçirirse, orada tevazu biter, ihlas solar, gönüller donar. Kibir; şeytanı secdeden, Firavun’u haktan, Karun’u şükürden uzaklaştıran sinsi bir hastalıktır. Ne yazıktır ki, bu hastalık bugün birçok zihinleri ve kalpleri pençesine almış durumdadır. İsra suresi 37.ayette; “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Çünkü sen ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin" ilahi ikazı yapılmaktadır. Bu ayet kibirli yürüyüşü dahi yasaklamaktadır. Çünkü kibir, sadece kalpte değil; bedende, sözde, davranışta da kendini belli etmektedir.

Her haliyle insana yakışmayan, insanı küçülten bir vasıftır. Şeytanın, Hz. Adem'i işaretederek; “Ben ondan üstünüm!” demesi kendini aşağıların aşağısına düşürmüştür. Kibrin en çarpıcı örneği, İblis’in Hz. Âdem’e secde etmeyi reddetmesidir. Bu konu Kur'anda; “Ben ondan üstünüm! Beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın.” (A’râf, 12) ilahi bilgisiyle verilmektedir. İşte bu söz, tarihin ilk kibirli cümlesidir. Bu cümle; şeytanı doğurmuştur. Enaniyetle kurulan her “ben” cümlesi; kişiyi hakikatten........

© Denge