NAMUSLU İNSAN
İnsanın iç dünyasındaki en önemli mihenk taşı; iffeti ve edebidir. Ancak ne yazık ki bazı kimseler, “namuslu insan” iddiasını kalkan yaparak ahlaksızlık üretmektedir. Kendi kusurunu örtmek için başkasının açığını teşhir eden, kendi sorumsuzluğunu karşı cinsin kıyafetine bağlayan kimseler; hakikatte namuslu değil, edep perdesini kirletenlerdir.
İslâm ahlâkı, hatayı düzeltirken bile adaleti ve nezaketi emretmektedir. Kur’ân, “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının” (Hucurât 49/12) buyurmakta, Resûlullah da “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin olduğu kimsedir” (Buhârî) diye uyarmaktadır. Bir insan, hatayı uyarırken bile dilinin emanete riayet etmesi, kalbinin ise niyetini temiz tutması gerekir.
Gerçek namus; yalnız başkasının hatasına tepki göstermek değil önce nefsini hesaba çekmektir. Çünkü Kur’ân, “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun” (Tahrîm 66/6) emriyle sorumluluğun merkezine bireyi yerleştirmektedir.
Kadın ya da erkek, kim olursa olsun karşı cinsin kıyafetine bakarak kendi edebini gevşetmek; sorumluluğu başkasına yıkmak demektir. Bu; hem ihanet hem zulümdür. Zira zulüm; yalnız cana değil haysiyete de işlenir. Peygamber Efendimiz “Gerçek mücahit, nefsine karşı cihat eden kimsedir” (Tirmizî) buyurarak asıl mücadelenin kişinin iç dünyasında olduğunu hatırlatır.
Toplumda namus çoğu kez kadın........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d