menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KALPLERİN NAKŞI: BAHÂEDDİN NAKŞİBEND HAZRETLERİ

9 1
30.10.2025

Dünya sessizce dönüyor, insanlar koşturuyor ama Hak dostları kalplerle konuşur… Buhara’nın bereketli topraklarından yükselen bir ışık, yüzyılları aşarak hâlâ gönülleri ısıtıyor: Bahâeddin Nakşibend Hazretleri.

O, insanın dışını değil içini terbiye eden, nefsi değil kalbi yücelten bir mektebin kurucusudur. Onun yolu; gösterişten uzak, tevazuyla örülmüş, “kalpten kalbe yol” diye anılan o sessiz, derin yoldur. Bu düşünce sistemi; zikirde sessizlik, hizmette hareketliliği ilke edinmiştir.

Bahâeddin Nakşibend’in yolu, “zikr-i hafî” yani sessiz zikirle başlar. Dil değil, kalp konuşur. Kalp Allah’ı anarken dudaklar susar ama gönül coşar. Çünkü o der ki;

“Zikir, gönlün içinde bir ateş gibidir; dudaktan değil, ruhtan doğar.” O, müridlerine yalnız seccade üzerinde değil; sokakta, tarlada, çarşıda da zikir hâlinde olmayı öğretmiştir. Bir gün müritlerinden biri, “Efendim, halvet mi iyidir, hizmet mi?” diye sorduğunda şu cevabı vermiştir; “Halvet, insanı Allah’a götürür, hizmet ise Allah’la birlikte insanlara döndürür. Bizim yolumuz halk içinde Hak’la olmaktır.” Bu söz, asırlarca Nakşibendîliğin özünü anlatan bir ölçü olmuştur.

Hazret, bir gün yoldan geçerken elinde küreğiyle sokakları temizleyen bir çobana rastlar. Kimse ona dönüp bakmazken, Bahâeddin Hazretleri o çobanın yanına oturur, elindeki küreği alır ve onunla birlikte temizlik........

© Denge