HAKİKATİN GÜNEŞİ
Hakikat, sisin ardından doğan güneş gibidir, er ya da geç görünür. İnsan, gerçeği perdelemek için türlü yollar dener. Yalanlarla, gösterişle, iftiralarla hakikati gölgelemeye kalkışır. Ama nasıl ki güneşin ışığı bulutları dağıtır, hakikat de bütün sisleri yararak ortaya çıkar.
Kibrin şımarttığı insanlar, kendi konumlarını kalıcı sanırlar. Makamın, malın, mevkînin büyüsüne kapılanlar; başkalarını küçümseyerek aslında kendi akıbetlerini hazırlarlar. Kur’an, şeytanın kıssasında bu gerçeği öğretir. Âdem’e secde etmeyi reddeden şeytan, kibri yüzünden ebediyen mahcup oldu.
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır; “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” (Müslim) Bugün de iş dünyasında, siyasette, hatta günlük ilişkilerde kibirle büyüyen nice insan görmekteyiz. Bir süre alkış toplarlar ama hakikatin güneşi doğduğunda, o yapay ışıklar sönüp gider.
Kinin şaşırttığı insan, doğrular karşısında körleşir. Öfke; adalet terazisini bozar. Uhud’da Hamza’yı şehit eden mızrak, intikam duygusunun körleştirdiği bir kalbin sonucudur. Kin; sahibini yönlendirir, aklını esir alır. Bugün de aynı manzara toplumda farklı şekillerde yaşanmaktadır. Aile içindeki kin, kardeşler arasındaki düşmanlık, iş yerinde çekememezlik, siyasette intikam duygusu başta gelen intikam alanlarıdır. Kinle........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d