menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DİN YORGUNU OLMAK...

24 1
06.08.2025

"Din Yorgunluğu"; iman kaybı değildir. Bu hâl, çoğu zaman Allah’tan değil; Allah adına konuşanların dilinden, üslubundan, tavrından bıkmış olmaktır. Çünkü bazı insanlar dini; sevgiyle değil, öfkeyle anlatmakta, rahmet yerine azap konuşmakta, umut yerine tehdit sunmaktadır. Oysa ki, Yüce Allah; “Rahmetim gazabımı geçmiştir” buyurmaktadır. Merhamet dini olan İslam'ı, sevap ve azap yarışına çeviren bir anlayış; insanların/inananların nefesini kesmektedir. Hatim yarışları, namaz sayıları, tesbih rekorları; kişiyi manevi olgunluğa değil başarı hissiyle kibre sürüklemektedir. Hâlbuki iman; yarış değil yürüyüştür. Herkesin; hızı, nefesi, yolu ayrıdır. Din aynıdır ama dini yaşam kişinin gücüne göredir.

Dini uygulamalar/dini yaşam kişinin fiziki ve akli gücüne göre olduğu için zor değildir, Yaratan da insandan gücü nispetinde ulguma istemektedir. Ancak İslami uygulamaları sunan/anlatan bazı kimselerin tarzı insanları yormaktadır. Çocuğuna namazı sevdirmek isteyen bir anne-baba, sürekli “kılmazsan cehenneme gidersin” dediğinde, o çocuk dini ceza merkezli öğrenmektedir. Camide/hutbede/vaazda/sohbette azarlanan cemaat; İslamı rahmet değil, azap dini sanmaktadır. Bir Müslüman kadın, başörtüsü taktığı hâlde giydiği montun boyu nedeniyle eleştirildiğinde, dinin şekle hapsedildiğini düşünmektedir. Bir adam, sakal bıraktığı için övülüp, ticarette hile yaptığında sessiz kalındığında; adalet ve ahlak değil, görüntü ve şekil ön plana çıkmaktadır. Bu gibi yaklaşımlar bir yorgunluk oluşturmaktadır. Bu yorgunluk; bir süre sonra insanı içe kapatmaktadır. Öylesi........

© Denge