"YOK SAYMAK" İSLAMİ BİR TAVIRDIR...
İnsan ilişkilerinde “yok saymak”, kelimelerden çok daha derin bir mesaj taşır. Bazen sessizlik; en keskin kılıçtan bile keskin, en sert hakaretten daha sarsıcı olabilir. Muhatabınızın sizi duyması, sizi görmesi, sizinle iletişim kurması için çabaladığı bir noktada, ona sessizlikle karşılık vermek; derin bir yüzleşmeye davet etmektedir. Ancak mesele; bu tavrın İslâmî ölçüler içinde nasıl değerlendirileceğidir. Zira mü’minin tavırlarında nihai ölçü; yalnızca duygusal tatmin değil, Allah’ın rızasıdır.
Kur’ân-ı Kerîm, bazı durumlarda “görmezden gelmeyi” ve “yüz çevirmeyi” öğütler. Yüce Allah; “Onlara aldırma ve güzel bir şekilde yüz çevir.” (Müzzemmil,10) buyurmaktadır. Bir başka ayette; “Boş söz işittiklerinde ondan yüz çevirirler…” (Kasas, 55) bilgisi verilmektedir. Bu ayetlerde geçen “yüz çevirmek”, kibir veya intikam hissiyle değil; vakar, olgunluk ve fitneden kaçma niyetiyle yapılır. Burada amaç; muhatabı incitmek değil, kendi izzetini ve vakarını korumaktır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke’de en ağır hakaretleri işittiğinde, çoğu zaman cevap vermemiş, muhatabını seviyesine çekmemiştir. Ebû Cehil’in, Ebû Leheb’in küçümseyici sözleri karşısında öfkeye kapılmamış, suskunluğu ile onların saldırılarını boşa çıkarmıştır. Bu, gururdan değil; hakikati kirli tartışmalardan koruma bilincinden doğmuş bir tavırdır.
Daha önceleri Peygamberimizle alay eden ve Bedir Savaşı’nda esir düşen bazı müşriklere karşı Peygamberimiz, intikam fırsatı doğduğu halde; onları alayla değil, vakar ve adaletle karşılamış; sessizliği ile asıl mesajı vermiştir. Hz. Ali (r.a.) da Hendek........
© Denge
