menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

6 0
30.05.2025

Türk siyasi hayatındaki anayasa tartışmaları genelde bir boş gösterendir. Anayasa meselesi çoğu kez bir sonuca bağlanmaz. Çünkü bizde anayasa toplumsal bir uzlaşmanın ürünü değildir. Genelde bir taraf, İTC, Kemalist CHP, Ordu ve AKP rakiplerini tasfiye etmek ve (veya) kendi politik üstünlüğünü yasallaştırmak için anayasayı değiştirir.

Bazen anayasa değişikliklerinin siyasal çoğulculuğa katkı sunduğu doğrudur. Ancak 1961 Anayasası ve 12 Eylül 2010’da kabul edilen anayasa değişikliklerinde olduğu üzere anayasayı topluma dayatan irade kısa sürede çoğulculuğu geri alır. Çoğulculuk hukuk politiğin kalıcı bir enstrümanı değil, anayasal rejimin varlığına geçici bir şekilde göz yumduğu bir iktidar aparatıdır.

Anayasayla ilgili diğer bir önemli husus, Türkiye’nin temel toplumsal meseleleri ve gündelik hayatın siyasal kalitesiyle anayasa metni arasında anlamlı bir ilişki bulunmaması gerçeğinde kristalize olur. Mesela bu aralar AKP yine anayasa yapıyor. Peki, bahsi geçen girişim başarılı olursa ülkede ne değişecek? Ekonomik krizden çıkabilecek mi Türkiye? Yaygın bir şekilde şikayet konusu olan eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerinin kalitesi yükselecek mi? Gençlik, yaşlılık ve aile gibi toplumsal kesit ve kurumlarda çöküş tersine çevrilebilecek mi?

İyi bir anayasa iyi bir devlet yönetimi anlamına gelmez. Türkiye gibi devlet aklının devleti belirlediği ülkelerde anayasanın devlete etkisi daha da sınırlıdır. Bir anayasaya sahip olmamız gerekir. Çünkü modern siyaset bize bunu dayatır. Ancak devletin işleyişi anayasa metninden farklı dinamiklerce şekillenir. Bu son hatırlatma, anayasanın en azından Türk siyasi hayatı bakımından bir simülasyon evrenine işaret ettiğini gösterir. Gerçekte olanla, yaşadıklarımız tümüyle birbirinden farklıdır. Anayasa metninde temel hak ve özgürlüklerimiz yazar. Ama devlet o........

© Daktilo1984