Nefret suçları
Hiç unutmadım. 80’lerde 12 Eylül faşist darbeden sonraydı. Korsıka’da Akdeniz Film Festivali, Maria Farandouri ve Zülfü Livaneli konseriyle açılacaktı. İlkinin adı söylendiğinde koca salonda alkış kıyamet. “Türkiye’den Zülfü” dendiğinde yer gök “Faşist Türkiye” diye inlemeye başladı. Ben oradaydım; yer yarılsa da yok olsam diye duaya başladım. “Faşist Türkiye” temposu dinmedi. Zülfü, yüzünde gülümsemesi, eliyle “Bir dakika” (One minute) işareti yaptı. Ve sakin sakin, güzel güzel hükümetlerin faşist olabileceğini ama bu, o milletin topyekûn, tüm bireylerinin pis faşist demek olmadığını anlattı. Konuşmanın sonunda aynı salon “Bravo Zülfü! Yaşasın Türkiye” diye haykırıyordu.
Bu olaydan kısa bir süre sonraydı. Joan Baez’le tanıştığımda bana ilk söylediği şey, “Türkiye’den çok davet alıyorum ama yeni faşist bir darbe yaşadınız ondan cevap bile vermiyorum” demek oldu. Zülfü’den öğrendiğim gibi ben de güzel güzel ona anlattım. O da anladı. Bir üç beş, defalarca Türkiye’ye gelip konser vermekle kalmadı, üstelik kankam oldu.
Daha yakın tarihe gelelim: 2023 yılındaydı. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları üzerine muhteşem........
© Cumhuriyet
