Ulus devlet
“ Modern anlayışa göre ‘devlet’ hukuksal anlamda tanımlanmış bir kavram olup, nesnel anlamda, içte ve dışta egemen bir devlet gücüne; coğrafya bakımından, kesin olarak sınırları çizilmiş ülke topraklarına, yani devlet halkına işaret eder. Devlet egemenliği, pozitif hukukun biçimleriyle yapılandırılmış ve bu devlet halkı da devlet alanı (toprağı) içerisinde geçerlik kazanan hukuk düzeninin taşıyıcısıdır. Siyasi terminolojide, ‘ulus’ ile ‘devlet halkı’ aynı kapsamda düşünülür. Fakat hukuksal tanımlamanın ötesinde ‘ulus’, ortak köken, en azdan ortak dil, kültür ve tarih ile şekillenmiş siyasi bir topluluk anlamına da gelir. Devlet halkının, bu tarihsel anlamdaki ‘ulus’a dönüşmesi de ancak kendine özgü yaşam biçiminin somut bir yapısında gerçekleşir. ‘Ulus-devlet’ ya da ‘devlet vatandaşlığı ulusu’ kavramlarında birbiriyle kenetlenen bu bileşenler, tarihsel olarak gelişen, ama hiçbir koşulda koşutluk göstermeyen iki sürece, -bir yandan devletlerin, diğer yandan ulusların oluşumuna dayanır.”
Okuduğunuz bölümü Jürgen Habermas’ın “Öteki” Olmak, “Öteki”yle Yaşamak1 adlı kitabından aktardım.
Ulus devletler, Osmanlı ve Avusturya-Macaristan gibi çok ırklı, çok etnisiteli ve çok dinli imparatorluklarının dağılmasından sonra ortaya çıkmışlardır. Buraya yazmama gerek yok, Osmanlı’nın dağılmasından sonra Asya, Afrika ve Avrupa’da 20’ye yakın devlet çıktı. Bu nedenle çok genç bir devlet biçimidir “ulus devlet”. Ulus devletler, “vatan” olarak adlandırılan belli bir coğrafya toprakları üzerinde birbirini tanıyan ve kader birliği yapmış insanlar tarafından kuruldu. Kimi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d