Yüz Mekke’yi viran eden Kurtulmuş - Yüksel Işık
İktidar olmak, bir süreç işidir. Darbelerde olduğu gibi zor yoluyla olabileceği gibi mevcut iktidarların yönetebilme yeteneğini yitirmesi sonucu halkın rızası sonucu da olabilir. Bizim tarihimiz, bunun pek çok örneğini barındırır; 12 Eylül darbesi, ANAP’ın yahut AKP’nin iktidara gelme serüveni böyledir.
Asıl sorun, iktidarda kalabilmektir. İktidarda kalmanın yollarının başında halkın çıkar ve beklentilerini sahiplenmek; taleplerini gerçekleştirmek gelir. Ancak yola bu amaçla çıkan pek çok iktidar, bir süre sonra halkın çıkar ve beklentilerini gerçekleştirmek yerine kendi çıkar çevrelerini önceleyen icraatlar gerçekleştirir; halka da, korku dağıtıp, umut satar.
Hemen her iktidarın elinin altında bulundurduğu tutkallardan biri korku, diğeri umuttur. İkisini birlikte kullanınca ortalama yurttaş üzerinde inanılmaz etki oluşturur. Biz buna “toplumsal algı yönetimi” diyoruz.
Bu girişe, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un sözleri vesile oldu. Kurtulmuş, adına “terörsüz Türkiye” dedikleri sürecin ne kadar iyi bir şey olduğunu anlatmak isterken, Yavuz Selim ile Bitlisli İdris’in, Şah İsmail’e karşı yaptıkları ittifakı örnek göstermiş.
Kurtuşmuş, tarihi tahrif etmek pahasına yapmış bunu. Çünkü ne Şah İsmail, “Anadolu topraklarını baştan aşağı zulümle inlet(ti)” ne de Yavuz ile İdris’in yaptığı ittifak, “Anadolu’daki Müslüman toplulukların başının daha dik bir şekilde dolaşmasına” vesile oldu.
Yavuz ile İdris’in ittifakı doğru ama Kurtulmuş’un iki iddiası da doğru değil.........
© Cumhuriyet
