Türkiye’nin suçu ne? - Berna Özyurt
Türkiye, 2013’ten bu yana Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmıyor. Resmî gerekçe olarak oylama sisteminin adaletsizliği gösterildi. Türkiye, komşu ülkelerin siyasi yakınlığa göre oy kullandığını, bu durumun adil bir ortam yaratmadığını belirtti. Bazı katılımcıların sahne kostümleri ve tavırlarının “kamuoyunda rahatsızlık yarattığı” da dile getirildi. Hatta açık LGBTQ temsiline karşı duyulan rahatsızlık da gündeme geldi.
Toplumun büyük kısmını temsil etmeyen bu gerekçeleri bir kenara bırakalım. Öyle olsaydı, Eurovision’daki şarkılar ülkemizdeki radyolarda çalınmaz, Eurovision temalı partiler dolup taşmaz, şarkılar kulüplerimizde dans pistlerini doldurmazdı. Halk, özellikle gençler bu yarışmadaki görünürlüğümüzü istiyor. Gelinen noktada, bu kararın yeniden değerlendirilmesi gerektiği ortada. Eurovision yalnızca bir müzik yarışması değil; kültürel, sanatsal ve diplomatik açıdan önemli bir uluslararası sahnedir.
1970’lerden itibaren, tek kanallı televizyon döneminde Eurovision Türkiye’de büyük bir heyecandı. Ailece ekran başında toplanılır, yarışma heyecanla izlenirdi. Günümüzde, dijital çağda bile bu gelenek sürüyor. 2025 verilerine göre yarışma 166 milyon kişi tarafından izlendi. İzleyici kitlesinin önemli bir bölümü 15-24 yaş aralığında. Bu da Eurovision’un hâlâ genç ve dinamik bir platform........
© Cumhuriyet
