Türk siyasetinin ‘Karaoğlan’ı: Ecevit - Erol Dolu
Bugün Bülent Ecevit’in doğumunun 100. yılı. Bülent Ecevit, Atatürk ve İsmet İnönü’nden sonra Türkiye’nin dünyada en çok tanınan siyaset ve devlet adamlarından birisidir. Yaşamı boyunca dürüstlükten ve insan sevgisinden ayrılmadı. Darbelere karşı çıktı. Bunun için bedel ödedi. 12 Eylül askeri rejimine karşı verdiği mücadeleden dolayı üç kez hapis yattı, siyasi yasak getirildi. Ama o hiçbir zaman boyun eğmedi.
Ecevit, siyasi yasaklı olduğu dönemlerde 12 Eylül 1980 öncesi CHP Muğla Merkez ilçe başkanı gazeteci ağabeyimiz Ünal Türkeş, Ecevit’i Datça’ya davet etti. Ünal Türkeş’in bu davetine Ecevit olumlu yanıt verdi. Rahmetli Ecevit 12 Eylül faşist yönetimi tarafından iki defa cezaevine girip çıkmıştı. (1981 tarihine kadar iki defa cezaevine girmişti.)
Ecevit’in 1981’de Datça’da vermiş olduğu ve bugün için de geçerli olan mesajlarını şu günlerde paylaşmak istiyorum. Muğla’da kendisini ziyarete gelen CHP’li vatandaşlara bugün için de geçerli düşüncelerini şöyle ifade etmişti:
- Toplumsal örgütlenmeye dikkat edilecek. Halk siyasi ortamdan dışlanmayacak.
- Yeni örgütlenmede tabanın sağlıklı olmasına çalışacağız. Sizler tabanda sağlam oldukça ben nefesim kesilmediği sürece Anadolu’yu bir nefer gibi dolaşacağım.
- Sendikacılık yalnız toplu pazarlık yapan bir kurum olarak algılanmamalıdır. Türkiye’de işçi hakları, Batı’da olduğu gibi uzun işçi mücadelelerinden sonra alınmamıştır. 1961 Anayasasının emri gereği verilmiştir. Çalışma Bakanı olduğum dönemde önemli yasalar çıkarılmıştır. Bu hakları işçilere verirken “kolay verilen, kolay geri alınabilir, haklarınıza sıkı sahip çıkın” demiştim. Ama (12 Eylül 1980 yönetimi dönemini kastederek) dediğim oldu.
- Totaliter sağ ve totaliter sol........
© Cumhuriyet
