Toplumsal dönüşümün krizi - Deniz Öztürk
Eğitim, bir toplumun geleceğe baktığı en önemli izdir. Fakat Türkiye’nin yükseköğretim sistemi, bugün gençliğin umudunu yansıtmaktan çok onların geleceğini kısıtlayan, engelleyen, normatif kalıplara hapseden bir denetim aracına dönüştü. YKS yerleştirme sonuçlarının açıklanmasına saatler kala, üniversitelerde yaşanan kontenjan daralmaları, barınma sorunları, artan harçlar ve sahte diplomalar sadece bireysel değil, toplumsal bir krizin işaretleri ve de devlet politikası trajedisi haline geldi.
Devlet üniversitelerinin birçok bölümünde kontenjan azaltılmasına karşın, vakıf üniversitelerinin yüksek harç ücretlerini katlayarak artırması oldu. “Nitelik” bahanesiyle yapılan bu kontenjan daralması, kırsaldaki veya gelir düzeyi düşük ailelerin çocuklarının üniversiteye erişimini daha da zorlaştırıyor. Yalnızca bununla mı kalınıyor? Barınma krizi, yalnızca lojistik sorun değil, bir eğitim hakkı ihlali. Eğitim hakkı, sosyal hak olmaktan çıkıyor bir finansal ürün oluyor. Eğitim ise, bir hizmet değil, ticari bir paket programı. Yıllık ücretler, asgari ücretin onlarca katı ödeme planları, kredi kartı taksitleriyle yarışıyor. Akademi,........
© Cumhuriyet
