Kontrollü süreç ve yeni anayasa tartışması - İbrahim Berksoy
1 Ekim 2024’te Meclis’in açılışında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin beklenmedik bir biçimde DEM Parti sıralarına yönelip oradaki milletvekillerinin halini hatırını sormasıyla başlayan “süreç”, PKK’nin kendisini feshetmesine kadar uzandı. 1 Ekim’den PKK’nin kongresini toplayıp kendisini feshetme kararı aldığı 5-7 Mayıs 2025 tarihine kadar aradan geçen yedi aylık “baş döndürücü” süreç aslında herkesin her şeyi bildiği “kontrollü” bir süreçti. Daha doğrusu gerek aşamaları gerekse olası sonuçları bakımından görünenin ötesinde, daha geniş kapsamlı bir sürecin ilk perdesiydi.
Meclis açılışındaki o “sembolik” jestin ne anlama geldiği kamuoyunda tartışılmaktayken bu kez MHP’nin 22 Ekim 2024’teki grup toplantısında Bahçeli’den Abdullah Öcalan’a “beklenmedik” bir çağrı geldi. Bahçeli, Öcalan’ın DEM Parti grup kürsüsünden terör örgütünün lağvedileceğini açıklamasını istedi.
Bu gelişmeler üzerine DEM parti kendi içerisinde bir “İmralı Heyeti” oluşturdu. Heyette yer alan Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder 28 Aralık 2024’te İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüştü. Ardından DEM Parti, süreç hakkında “bilgilendirme” yapmak üzere Meclis’teki partileri ziyarete başladı. Heyet Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile de görüştü. Ocak ve şubat ayları kamuoyunda “terörsüz Türkiye” tartışmalarıyla geçerken 27 Şubat’ta terör örgütü elebaşı Öcalan, İmralı’dan, “barış ve demokratik toplum çağrısı” adını verdiği bir bildiriyle, 1978’de kurduğu örgüte (PKK) silah bırakma ve kendini feshetme çağrısında bulundu. Öcalan’ın bildirisi kamuoyunda çeşitli tartışmalara yol açtı. Her paragrafına başka bir kalemin........
© Cumhuriyet
