menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Komisyon: Uzlaşı mı, taviz mi? - Dr. Çiğdem Bayraktar Ör

56 15
11.08.2025

“Komisyon”, Latincedeki “com-“(birlikte) ve “missio”(gönderme/ görevlendirme) ikilisinin bir araya gelmesiyle oluşan “commissio” (görevlendirme, emanet etme) sözcüğüne bir “-n” eklenmesiyle Fransızca “commission”a dönüşmüş, sonra Türkçeye geçmiştir. Hemen anlaşılacağı gibi komisyonlar kurulduğunda üyelerinin bir görevi emanet alması gerekmektedir.

Komisyonlar; ticari, hukuki ya da herhangi bir konuda, örneğin; bir yazarı, ressamı ödüllendirmek, beyin fırtınası yaratmak, terör gibi ciddi bir sorunu çözüme kavuşturmak için kurulabilir. Ancak kimin kime emanet edildiği, kimin uzlaşıyı görev bildiği, bu uzlaşıyı sağlayacağı, tarafların gerçekte kim tarafından görevlendirildiği hususları tek tek açıklanmaya muhtaçtır. Özellikle; bir ulusun, ülkenin dününü, bugününü ve geleceğini doğrudan bu denli etkileyen terör gibi bir başlık bütün ayrıntılarıyla, herkesin gözleri önünde tartışılmalıdır.

“Terörsüz Türkiye Komisyonu”nun görünen görevlileri belli. Peki, “görevi” ya da emanet aldığı o şey nedir? İddiasının aksine bütün Kürtleri temsil etmeyen PKK, federasyon, özerklik talep etmiyorsa ne istiyor?

“Kürtler, kendini Kürt hissedenler doktor, mühendis, devlet memuru, milletvekili ve hatta cumhurbaşkanı olabilsin” komisyonu mu? Peki, şu tarihe kadar bütün bunlara sahip olamadılar mı? Örneğin, Öcalan meslek lisesinden Ankara Üniversitesi’ne ilerleyemedi mi? Nice Kürt vekiller, bakanlar, başbakanlar ve hatta cumhurbaşkanı görmedik mi? Ya yoksulluk? Batıda, Orta Anadolu’da insanların üzerinden geçerken Türk-Kürt ayrımı yaptı mı?

İnsan, hayvan, doğa... Bir ülkenin maddi ve manevi varlığına doğrudan ya da dolaylı yollarla kasteden, yaşayan, yaşamayan her şeye düşman, beşiğindeki bebekten otobüs durağında bekleyen yaşlısına; siviline, askerine tetiği çeviren terör her yerde, her nerede yaşanıyorsa lanetlenmeli, yok edilmelidir.

“Titreten, korku veren” anlamına gelen terör, silahlı, bombalı, şantajlı faaliyetleriyle toplumu kısıtlayıp sınırlandırırken verimi, işlerliği, etkinliği herkes için ortadan kaldırır. Öyle ki sözde etnik bir gaye için yola çıktığı iddiasında olan teröristlerin/ terör gruplarının zararı -yine sözde- uğruna savaş verdikleri halk için bir yoksunluk nedeni olurken ülkelerin varlığına kastedenler dışında sınırlar içinde yaşayan kimse için yarar sağlamaz, hatta kaos yaratır. PKK’nin, doğudaki yatırımları bombalaması ya da oralara gönderilen öğretmen, doktor, hemşire, ebe vs. gibi memurları öldürmesiyle orada yaşayan insanları onlarca yıl mağdur etmesi gibi.

Yıllarca süren terör eylemleri sonunda on binlerce insan yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı, sakat kaldı; sayısız aile tarifsiz acılarla bırakıldı. Artan şiddet ve baskı nedeniyle binlerce kişi doğdukları topraklardan göç etti ya da sürüldü. Bu karanlık süreç yalnızca bireylerin değil, aynı zamanda tüm ülkenin huzurunu, birliğini ve ekonomisini derinden sarstı.........

© Cumhuriyet