menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul

27 22
yesterday

Hukuk fakültesi öğrencilik yıllarımda ceza yargılama hukuk sınavında Prof. Dr. Eralp Özgen, “Tutuklamanın zorunlu olduğu durumları yazınız” diye bir soru sormuştu. Oysa bizim hukukumuzda tutuklamanın zorunlu olduğu bir durum yoktur. Tutuklama bir ceza değil, bir önlemdir ve kaçma kuşkusu, kanıtların yok edilme kuşkusu olduğu durumlarda uygulanır. Ceza Yargılama Yasamızın 100. maddesinde düzenlenen tutuklama konusunda yargıcın takdir hakkı vardır. Koşullar oluşmuşsa tutuklama kararı verilebilir.

Serbest yargılama esas, tutuklama ise ayrıktır, (istisna). Günümüzde ise tutuklama esas olarak kullanılmaktadır. Yönetime karşı olan kişiler bir ceza olarak hemen tutuklanmakta ve aylarca iddianameleri bile hazırlanmadan tutuklu kalmaktadırlar. Bu kararları yandaşlaştırılmış savcı ve yargıçlar vermektedirler. Savcı ve yargıçlar mesleğe başlarken 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Yasası uyarınca “Görevlerini yaparken adalete bağlı kalacakları ve görevlerini tarafsızlıkla yapacakları konusunda namus ve onurları” üzerine yemin etmektedirler. Ancak kimi savcı ve yargıçlar ettikleri bu yemini unutmaktadırlar.

CHP’nin 16 belediye başkanı, meclis üyeleri, belediye bürokratları yalnızca AKP’ye karşı seçim kazandıkları için hukuka aykırı olarak tutuklanmışlardır. Doktor raporları ile ölümcül rahatsızlıkları bulunanların durumları hiç önemsenmemekte, tutuklamaları sürdürülmektedir. Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumu doktorları da Hipokrat yeminine karşın rahatsız durumdaki tutuklular için “cezaevinde kalabilir” raporu vermektedirler.

Tutuklanmalarından bu........

© Cumhuriyet