menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anadolu ihtilâli fikri - Yüksel Işık

23 7
28.10.2025

Tarihi günün bir gün öncesidir; Çankaya’dadırlar. Sofra kurulur; herkes toplanır etrafına… Henüz başlanmıştır ki Mustafa Kemal söze girer; “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”.

Herkes elindekini bırakır; kâğıda, kaleme sarılır. Söylenecekler söylenir; görevler bölüşülür ve herkes üstlendiği görevi yapmak üzere işinin başına gider. Bir tek İsmet İnönü kalır Mustafa Kemal’in yanında. İkisinin hazırlığının ne kadar sürdüğünü bilmiyoruz; büyük olasılıkla sabahlamışlardır. Ertesi gün, Meclis’te, başkanlığını İzmir milletvekili Yunus Nadi’nin, kâtipliğini Dersim milletvekili Feridun Fikri’nin yaptığı Anayasa Komisyonu’nun teklifi okunur. Özetle şöyledir o teklif:

“Egemenliğin kayıtsız koşulsuz millete ait olması ve yönetim biçiminin milleti bizzat ve bilfiil yönetme esasına dayanıyor olması zaten Cumhuriyet demektir. Saltanata son verilmiş ve böylece Türkiye Devleti’nin Cumhuriyet ile yönetilmesi hakkında anayasadaki ilgili maddenin buna göre düzenlenmesi uygun görülmüştür.”

Hiç kuşkusuz olup bitenler, bir gecenin ürünü değildir. Mustafa Kemal’in zihnindeki kıvılcımın bir alaza dönüşmesinin uzun bir tarihsel geçmişi olduğu kesindir. Suriye’den İstanbul’a geldiğinde, boğazı işgal etmiş İngiliz gemilerini gördüğünde, aklına ilk gelen “payitaht”ın zavallılığıdır. O zavallılığa olan tepkisini, “Geldikleri gibi giderler” şeklinde vermesi de bundandır.

“Tek kişi”nin yönettiği ve kimin kapalı kapılar........

© Cumhuriyet