Adil yargılanma ve gizli tanık - Av. Kemal Akkurt
“Gizli tanık” konusu, ilk kez 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 58. maddesi ile mevzuatımıza girmiştir. Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin açıklanması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa, kimlikleri saklı tutulur. Bu düzenleme ile daha çok örgüt suçları çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak tanığın kimliğinin gizli tutulması amaçlanıyordu.
Kamuoyunda “gizli tanık” olarak bilinen kurum, özel olarak ve daha ayrıntılı bir biçimde 5 Temmuz 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5726 sayılı “Tanık Koruma Kanunu” ile düzenlenmiştir. Örgüt suçları yanında 10 yıl veya daha fazla hapsi gerektiren suçlar ile müebbet hapis suçları da bu kanun kapsamına alınmıştır.
CMK. 58. maddesi ile avukatların gizli tanığa soru sorma hakkı korunmuşken 5726 sayılı yasa ile bu hak hakim iznine bağlanarak, neredeyse imkânsız bir hale getirilmiştir. Yani yeni yasa ile savunma hakkı da kısıtlanmıştır. Böylece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) adil yargılanma hakkı kapsamında çok önemsediği “silahların eşitliği” ilkesi de zedelenmiştir.
Gizli tanık konusu, Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerin çoğunda ve bu arada ABD’de........
© Cumhuriyet
